/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +3
    Allah razı olsun. Devam ediyorum.

    Etraf karanlıktı tamamen. Sadece karşı binanın ve bizim bulunduğumuz binanın fotoselli otomat ışıkları sürekli hızla yanıp sönüyor yanıp sönüyordu. Sabaha kadar dualar okuyarak perdelerin arkasından kafalarımız bir yukarıda bir arkamızda bu ışıkları izledik. Sabaha kadar okumaktan dilimiz kurumuştu. Birbirimizle konuşmadan dua ediyorduk. Sabah ezanı Allahuekber demeye başladığında ışıkların hızla yanıp sönmesi durdu. Bizde ancak o zaman uyuyabilmiştik ve okula o gün gidemedik. Ertesi gün elektrikçi çağırıldı biz durumu Haktan'ın babasına anlattığımızda. Elektrikçi, tesisatçı bir kaç usta gelip gitmiş. Binayı kontrol etmişler. Ne kaçak var, ne tesisatta buna sebep olabilecek bir sıkıntı. iyice tırsmıştım artık. Varlığın koridordan kaybolmadan önce bağırındığı bu kelime gurubunu bir kağıda not aldım kaybetmemek adına. Zihnime kazıdım. Ve şimdilik bu işin peşini bırakarak saklamıştım.

    Lisede bilirsiniz, yeni yeni kafelere gidilmeye büyüdüm havalarına girilmeye ve türk kahvesi içilmeye falan başlanır. Fal diye bir tarafı çıkan aklı beş karış havada ortam kızları ve bunların yardakçıları ben çok iyi fal bakarım bana bi geldiler falcı oldum diye gezinen üç kağıtçı erkek ortam çocukları falan vardır. Arkadaş ortamımda bu iki tiptente aynı anda denk geldi. Çocuk baya aldı fincanı eline ağzını açacakken bana bir şeyler fısıldanılmaya başladı. Bi sesler duyuyordum. Birden konuşmaya başladım. Bilinçli olarak konuşuyordum kontrollü ama bir o kadarda benim kontrolümde değil gibiydi bu durum çocuğa dönerek sen yalancısın dedim. Çocuk bi baktı ne alaka oğlum biz cin cağırdık bana musallat oldular falan dedi. bende yalan konuşma cinin c'sini duyunca altına ediyorsun korkudan cesaret edemezsin bile dedim. benden iyi mi bilicen dedi. beni giblemeden başladı konuşmaya fal bakıyor güya işte fincan elinde. kızda bunu allah allah bilmiyorum ya yok öyle de biri falan ama diye dinliyo. Bende bi kıza bakındım. kızla alakalı bişeyler fısıldanıyordu bana şimdide aynen şöyle oldu diyalog.

    Ben: Annenin adı Aynur mu?
    Kız: Evet.
    Ben: Deden sen daha doğmadan mı öldü?
    Kız: Evet.
    Ben: Peki annen ile baban neden çocuk aldırdı biliyor musun?
    Kız: Aldırdıklarını biliyorum ama nedenini bilmiyorum?-ağızlar beş karış açıktı-
    Ben: Peki neden babaannenin ölmesi için beddua ettin?
    Kız: Anneme yapılanlar yüzünden.
    Ben: Gerçekten ölmesi için, cinnilerden yardım mı istedin?
    Kız: Denedim. MEdyuma büyücülere gittim.
    Ben: Dolandırıldın değil mi?
    Kız: Evet hala yaşıyor.
    Ben: Başına bela açtığını biliyor musun?
    Kız: Hayır ne belası.
    Ben: Büyüyle ve fallarla uğraşanların iki dünyada da nasibi olmadığını bilmiyor musun?
    Kız: Kötü olduğunu biliyorum ama..
    Ben: Ama ne? Bu işler bu kadar kolay mı?
    Kız: Ne bileyim..
    Ben: Gerçekten onlarla tanışmak mı istiyorsun?
    Kız: Görüşmek isterdim.
    Ben: Uykusuz bir gecen olacak öyle ise.

    Konuşma bu kadardı. Daha sonrasında kız hoca falan aramaya başlamış. Baya tebelleş olmuşlar. Ama ben o gece ilk kez olan bu durumun etkisindeydim. Ne oldu nasıl oldu anlamadım. Tabi bu durum bu olay dilden dile arkadaş çevremde yayıldı. Millet benimle kahve falan içmek istiyor. Ben telefonlarımı falan kapatıyorum cart curt. SAmimi olduğum bir arkadaşımın evinde oturuyoruz bir akşam kahve yaptı. içildi kahveler. O dönemde ben biraz araştırma yapıyorum işte cinler falan filan alayı yalan yanlış uyduruk bilgiler vs. Yanımda sürekli çoğalttığım sayfalarla cin suresi falan taşıyorum böyle bir dönem. NEyse bunlar fal fal fal diye tutturdular. Bende dedim ki bakın bilmiyorum o gün anlamadım şöyle oldu böyle oldu derkendayanamadım. Dedim ki sallar geçerim yani o gün öyle oldu diye her dakika şey mi verecez. Öyle olmadı işte dostlar. Kızın ölen kuzeninin nasıl öldüğünden tutunda ismine kadar, ablasının özel durumları vs. herşeyi döktüm kıza. Şöyle ki fincana falan bakmıyorum karşımda duruyor sadece sigaramı içiyorum normal yani bir insanla muhabbet eder gibi. kontrol elimde gibi ama kontrolü kaybederek konuşmaya başlıyorum. çok farklı bir durumdu.

    Derken birden ışıklar falan gitti. bir karanlık sardı etrafı tekrar ışıklar yandı. Size yapmayın dedim değil mi dedim. Evde bir şeyler şangırdamaya başladı. Kızın biri bayıldı korkudan. Artık alışmaya başlamıştım sanırım bu duruma ben. sakinleşince ortalık balkona çıkıp bir şeyler içmeye devam ettik. giderken bunlar çok korktu. Haktan da oradaydı. Haktan bu bizim kız arkadaşı yalnız bırakmamak adına kalacaktı ailesi gelene kadar. bende bunlara bir cin suresi bıraktım nas felak yazdım. Oku geçer dedim. Eve gittim yatıyorum uykudayım. öyle sanıyorum yani. telefonum çaldı kalktım. Haktan arıyor. Oğlum saat kaç lan yatıyorum dedim. Abi kalkman lazım gelmen lazım dedi. Neden dedim. Verdiğin sureler yok dedi. Nasıl lan dedim portmantonun önüne kasenin içine koymuştum dedim. Evet abi ama şimdi yoklar dedi. Abi sakin olun hiç biri mi yok dedim. Yok abi vallahi yoklar çıldırıcam evi talan ettik bulamadık dedi. sonra telefon kapandı. Pek huzursuz geçmişti geceleri. Ertesi gün konuştuğumuzda öğrendim.

    Üç gün sonra sureler portmantonun önündeki kasenin içinde bulundu. o zaman anlamıştım ki, gün geçtikçe etkisi ve yetisi artan bu karanlık ile mücadelem bitmeyecekti. Sanki onun dizayn ettiği parkurlarda onun koyduğu ve sürekli değişen kurallarla oynanan bir oyunu kazanmaya çalışıyor gibi hissediyordum artık. Ama böylede kalamazdı bu durum. Bir süre hayat böyle sessiz geçmişti. Sessiz dediysem ufak olaylar benzer paranormal olaylar. Tekrar etsin istemediğimden olayları anlatmıyorum. Ve hikayemize aslında şimdi başlıyoruz arkadaşlar. Bu sessizlik biraz sürdü ta ki lise bitene kadar.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster