/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +11
    BÖLÜM 66

    Tim 5 kişilik küçük bir gruptan oluşuyordu. Çok iyi askeri donanıma sahiplerdi. Hemen hemen hepsi iri yapılılardı. Atvlerden oldukça büyük ancak onların görünümüne sahip olan zırhlı çevik bir araçla çökmül olan karanlığı deliyorlardı. Mücahit bu görevide diğer görevler gibi hiç sorgulamadı. Onun bu denli kuvvetli olmasının parçasıydı buda. 1.93 boyunda 100 kilo yıkılmayan ağır giblet takscusu izlenimi veriyordu. Grubun hatta tüm güvenliğin lideriydi. Verilen adrese doğru ilerliyordu ve kafası bomboştu..
    ...
    Arif ve diğerleri artık sabredemiyorlardı. Arif'in içinde kötü bir his vardı.. Karanlık çökmüş olmasına rağmen hala dönmemişlerdi. Sessizliği bozan Serkan oldu;
    "Bence başaramadılar burda durmamız anlamsız"
    "Biliyorum ama çok emindiler.."diye cevapladı Arif.
    "Karanlık çöktü artık geri dönmeliyiz yaratıkların bizi bulması artık an meselesi"
    "Bilemiyorum... "
    "Bu kadar insanı riske edemessiz görmüyormusun halimizi!" Serkan bu kelimeleri sinirle ve korkuyla sarf ederken Arif'in gözlerinin içine bakıyordu. "Hadi ne bekliyoruz... "
    Arif derin bir nefes aldı"Belkide haklısın"
    "O halde arabayı ben kullanırım"
    Serkan münibüsden inip garaj kapısını hızlıca açtı karşıda gördüğü manzara ürkütücüydü.. Onlarca yaratık ona bakıyordu ve hepsi yönünü ona doğru dönüp hırıltılarla yürümeye başladılar. Eli kolu boşalmıştı ama saniyeler içinde kendini geri topladı. Direksiyon başına hızlıca geçti.
    "Allah kahretsin hepsi burdaymış!" Titereyen elleriyle zorlanarak anahtarı çevirip arabayı çalıştırmıştı. Farları yaktığında arabadakilerin gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Serkan gazı kökledi zombilerin üzerine doğru tereddütsüz sürdü. Hepsini arabanın alına alıyordu ama ne olduysa tekerlek büyük bir tümseğe çıktı Serkan direksiyon kontrolünü kaybetmişti o an münibüs yan yatmıştı. içerdekiler hırıltıları daha kuvvetli duymaya başlamışlardı. Yaratıklar kırılmış camlardan içeri doğru girmeye başladılar. Yanı başındaki çığlıktan sonra Arif üzerindeki şoku almıştı askerlerden birini yemeye başlamışlardı. Amaçsızca bağırıyordu sadece ama hayır!! Diğerlerinide yemeye başlamışlardı çok kötü vahşet!! Kan!! Serkanın suratı bir maske gibi sanki sökülüp alınmıştı gözünün önünden. Askerlerden birini kanı üzerine sıçramıştı.. Şans eseri aşşağı tarafta kaldığı için yaratıklar onun farkına varmamıştı daha hemen sağ üst çaprazında sağlam olan bir cam vardı onu kırması gerekiyordu ama nasıl. Camın üzerindeki imdat çekicini görmesi fazla zaman almadı. Ama ona ulaşması lazımdı içinde dua edip 3 e kadar saydı ve üç dediğinde nefesini tutup çekice uzandı var gücüyle cama sert bir darbe indirdi. Cam buzlanmıştı daha sonra sağlam olan koluysa sert bir darbe daha indirdi. içerdeki yaratıkların onu farkettiğini anlamıştı kendini dışarı doğru savurdu. Yaralı olan kolunu üzerine düşmüştü tahmin edilemeyecek bir acı çekiyordu.. Beyni sadece o acıya yoğunlaşmıştı şansı zombilerin arabanın diğer tarafında izdiham olusturacak şeklilde biriktirdiği için yanında olan şansı artık onu terk edeceğe benziyordu. Ölürken zaten insanı herşey terk ederdi şans mutluluk dostları gelecek.. Onun dışarı atladığını fark etmişlerdi üzerine doğru geliyorlardı.. Arif keşke bir silahım olsaydı diye düşündü o zaman acı çekmeden ölebilirdi kafasına sıkıp acısız bir ölüm.. Artık acıları çekecekti onunda sonu gelmişti buraya kadarmış diye düşündü... O anda bi ağ onu kapladı ve geriye doğru gitmeye başladı sürükleniyordu...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster