/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +8
    BÖLÜM 62

    Ufukta devasa zepline benzeyen bir şey belirmişti. Soğuk ve ürpertici bir görünüşü vardı. Bunun ne olabiliceği hakkında fikirleri yoktu bin metreden uçtuğu belliydi. Hakan'la Hafez yerlerinden kıpırdamamışlardı. Bu iri şeyin seside ürkütücüydü. Ama zamanlarıda çok azalmıştı. Hakan;
    "Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum çok garip zamanımızda yok"
    "Evet meraktan çıldıracak olsamda bir görevimiz var"
    "Hadi o zaman yakında bunuda öğreniriz" Hakan son sözü söyledikten sonra hemen sığınağa doğru ilerlemeye başladı. Kapı içeriye doğru gömülmüştü sanki. Olağan durumlarda kullanılmak için yapılmış bir yerdi. Ama o zamanlar böyle bir olayın olacağını kimse tahmin edemezdi. Hakan sertce kapıyı çaldı. içerden ses gelmeyince tekrar denedi. Hafezin dikkatini sağ üst taraftaki güvenlik kamerası çekti. Hakanın omzuna dokundu ve kamerayı işaret etti.
    "Beni gördülerse birazdan açarlar" dedi.
    "Ama beni gördüler ve bizi onlardan biri sanıyorlardır muhtemelen."
    Hafez birden kollarını sıyırarak; "o zaman bizde kollarımızdaki işaretin olmadığını kanıtlarız" dedi.
    Tam o sırada kapı açıldı karşılarında iki tane iri yapılı silahlı asker belirdi. Soğuk bir tavırla uzun boylu olan "içeri" dedi. Hakan ve hafez içeri adım attılar.Ve kapı arkalarından otomatik olarak kapandı. Askerler " bizimle gelin" deyip sırtlarını döndüler. içerisi çok farklıydı ve neyseki sıcaktı... Duvarlarda Atatürk'ün fotoğrafları ve Türk bayrakları asılıydı. Bir yol ayrımına gelindikten sonra askerler "Buradan" diye talimat verdi. Sola döndüklerinde otomatik bir kapı karşılarına çıktı. Askerlerden biri parmağını bölmeye doğru uzattı. Sinyal sesinin ardından kapı açıldı. Girdikleri oda ferah ve oldukça sadeydi. Eşya barındırmayacak kadar sade. "Burda bekleyin birazdan bir yetkili burada olacak." Askerler dışarı çıktı duvarlar yarı saydam gibiydi. Hafez Hakan'a dönüp;
    "Burası çok farklı sence nedir bu."
    "Pek bir bilgim yok bekleyip göreceğiz."
    "iyi bir açıklaması vardır umarım burasının."
    Hafez yutkunup duvarları incelemeye başladı. Bir kaç dakika sonra kapı açıldı... içeri giren adam kel solgun ve ifadesiz bir mizaca sahipti. Ağır adımlarla özellikle Hakan'a bakarak ilerledi.
    "Bu... bu nasıl olur mantıksız ve mükemmel!" Sesi tityordu ve büyük bir şaşkınlık içersindeydi. Hakana dahada yaklaştı. Onu yakından incelemeye başladı "Mucize gibi çok garip. Siz nerden geldiniz?" Hafez sesini yükselterek cevap verdi.
    "Öncelikle bilmenizi isterimki biz sizin tarafınızdayız."
    "Biliyorum kameradan sizi izledik. Gelin benimle daha iyi şartlar altında konuşmalıyız hikayenizi ayak üstü dinlemek istemem".
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster