-
1.
+1Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: Ani Ölüm, mü'min için rahat, facir için üzüntüdür. Mekhul, Hz. Peygamberden şöyle rivayet ediyor: Eğer ölünün kıllarından biri gökler ve yer ehli üzerine bırakılsa, onlar Allah'ın izniyle ölürler. Çünkü her kılda ölüm vardır. Ölümün girdiği şey ölür. Bir damla dünyanın bütün dağları üzerine konsaydı, bütün dağlar erirdi. Yine rivayet ediliyor ki Hz. ibrahim (a.s) vefat ettiğinde Allah Teala kendisinden sordu: Ey dostum, Ölümü nasıl gördün?... Yarab, Islak yünün içine sokulan ve sonra geri çekilen bir dikenli şiş gibi gördüm. iyi bil ki, biz onu senin için kolaylaştırdık. Hz. Musa'nın ruhu, Allah Teala'nın huzuruna vardığında Allah Teala sordu: Ey Musa, Ölümü nasıl gördün?... Sac üzerinde kavrulan bir kuş gibi gördüm. Ölmüyor ki istirahata kavuşsun, kurtulmuyor ki uçsun.Tümünü Göster
işte bunlar Allah'ın dostları üzerinde görülen ölüm acılarıdır. ölümün felaketleri üç tanedir: ilk felaketi: Daha önce söylediğimiz gibi, şiddetli koma halidir. ikinci felaket: Ölüm meleğinin suretini görüp onun korkusundan kalbe hakim olmasıdır. Eğer ölüm meleğinin, günahkar kulun ruhunu aldığı zamanki şekline en cesaretli insanın bile bakmaya gücü yetmez.
Rivayet edildiğine göre Hz. ibrahim ölüm meleğine Tacir bir kimsenin ruhunu aldığında üzerinde bulunduğun surette bana kendini gösterebilir misin?' diye sordu. Ölüm meleği 'Bu durumda senin bana bakmaya gücün yetmez' dedi. Hz. ibrahim 'Gücüm yeter' dedi. Melek 'O halde yüzünü çevir' dedi. Bunun üzerine ibrahim (a.s) yüzünü çevirince, simsiyah, saçları dik, kokusu müteaffin, elbiseleri simsiyah, ağız ve burun deliklerinden alevler ve duman çıkan bir kişi gördü. Bunun üzerine Hz. ibrahim düşüp bayıldı. Ayıldığımda melek eski suretine dönmüştü. Bunun üzerine ibrahim 'Ey ölüm meleği... Eğer ölüm anında facir kimseye, görünüşünden başka bir dehşet isabet etmese dahi bu ona kafi gelir' dedi.
Peygamberler sadece komanın dehşetini hikaye ettiler. Ölüm meleğinin suretini görenin hissettiği korkuyu hikaye etmediler.
Eğer bu sureti kişi bir gece rüyasında görse hayatı allak bullak olur. Acaba bir de o şekilde görürse nasıl olur? itaat eden bir kimseye gelince o, ölüm meleğini en güzel surette görür. ikrime ibn Abbas'tan şöyle rivayet etti: "ibrahim yalnız bir kişi idi. içinde ibadet ettiği bir evi vardı. Çıkınca evini kilitledi. Birgün evine dönünce içerde bir kişi gördü ve sordu: 'Seni eve kim soktu?' Kişi 'Evin sahibi soktu' dedi. ibrahim 'Evin sahibi benim' dedi. Kişi Hem senden, hem de benden daha fazla bu eve sahip olan bir zat beni buraya soktu' dedi. Hz. ibrahim... Sen meleklerin hangisisin?' dedi. Kişi 'Ben ölüm meleğiyim' dedi. ibrahim daha sonra 'Mü'minin ruhunu kabzettiğin andaki suretini bana gösterebilir misin?' dedi. Ölüm meleği 'Evet... Yüzünü benden çevir' dedi. Bunun üzerine ibrahim yüzünü çevirdi. Dönüp bakınca bir gençle karşı karşıya olduğunu gördü.
ibn Abbas ölüm meleğinin o anki yüzünün ve elbisesinin güzelliğinden ve güzel kokusundan bir nebze zikretti. Bunun üzerine ibrahim 'Ey ölüm meleği... Eğer ölüm anında mü'min senin suretinden başka birşey ile karşılaşmazsa yine de mü'mine bu güzel suretin kafidir' dedi". Koruyucu iki meleğin müşahedesi de bundandır. Vuheyb şöyle diyor: Kulağımıza geldiğine göre hiç kimse amelini yazan iki melek kendisine görünmeden ölmez. Eğer itaatkar bir kul ise o iki melek ona derler ki: 'Allah sana hayırlı mükafat versin. Çoğu kez bizi doğruluk meclisinde oturttun, salih amellerde hazır bulundurdun' Eğer facir ise iki melek ona derler ki: 'Allah sana mükafat vermesin. Çoğu kez bizi kötü mecliste oturttun. Salih olmayan amelde hazır bulundurdun. Bize çirkin konuşmalar dinlettirdin. Bu bakımdan Allah bizden taraf sana hayrı mükafat olarak vermesin'. işte bu durum, ölünün iki meleğe doğru dikilen gözleridir. Artık o ebediyyen dünyaya dönemez.
başlık yok! burası bom boş!