0
Buraya geleli iki buçuk ayı geçmişti sanırım. Buranın en güzel yanı burada zamanı, takvimi, saatleri unutuyordun, ilaçlar seni bir ot gibi yapıyordu ve dünyanın en garip insanlarına rastlayabiliyordun. Müteahhitler, batık esnaflar, şairler, suçlular herkes vardı burada. Çığlıklar, intiharlar, kusmuklar, ağlayışlar her türlü takluk direk yanı başında duruyordu. Bu kadar tak bir ortamda, kendin de taka dönmüşken senden iyileşmeni bekliyorlardı. Bir gün yine Beyhan’la bahçede gezerken yeni birini gördük. Yapılı bir vücudu vardı. Yakışıklı güçlü bir adama benziyordu. Bi gün bu adam gelip bize selam verdi böylece tanıştık. Gel zaman git zaman iyice kaynaştık. Adı Yasindi bu adamin ve vakit geçtikçe onun da hikayesini öğrendik, Yasin deli değildi, eski bir polisti, belki biraz pgibolojisi bozuktu ama burada yatacak kadar değildi. Yasin bir gün bi milletvekilinin oğlunu alkollü bir mekanda olay çıkardığı için tutuklamış, karakola zütürmüş. Sonra bu çocuk Yasin’i babasının vasıtasıyla arşive sürdürmüş ve arşivden de belge yok edip Yasin’i suçlu pozisyona düşürmüş. Yasin mesleğinden olmuş, polislikten atılmış. Sonra milletvekilinin oğlunu dövüp hapishaneye düşmüş. Avukatı bir pgibolojik rapor hazırlatıp Yasini tedavi olmak şartıyla beraat ettirmiş. Yasin de bizim gibi burada tedavi görmeye başlamıştı böylece.