+3
iğrenç bir koku ve yüzümü yakan dehşet bir güneş ışığıyla uyanmıştım. Karşımda esmer sakalları uzamış bir adam yüzüme cebimden aldığı sigaramı üflüyordu.
Adamın arkasından duran yüzünde gözünden çenesine kadar uzayan bir yara izi olan kadın
-Prenses uyandı. dedi
Arkalardan bir kadın sesi daha duydum.
-Hırsız kedi. diye bağırdı.
Yılardır onlarca grubun içine rahatlıkla sızmış ve erzaklarını rahatlıkla alıp çıkmıştım. ilk defa yakalanmıştım. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Kımıldayamıyor susuyor ama konuşamıyordum. Güneş yüzümü yakıyor, suratıma doğru üflenen sigara dumanı nefes alışverişimi daha da güçleştiriyordu.
Esmer binin arkasından kumral ve minyon bir adam geldi karşıma. Uzamış saçlarımdan tutup başımı geriye doğru asıldı.
-Söyle bakalım Hırsız yaşamak istiyor musun? Konuşamıyordum dudaklarım birbirine yapışmış ve tükürük bezlerim de dahi bir damla su kalmamıştı. Yalnızca başımı eve anlamında aşağı yukarı salladım.
-iyi iyi. dedi kumral bin. Beni ayağa kaldırdı. Ve parmağıyla gençlik parkındaki en yüksek yeri gösterdi. Gösterdiği yapı bir dönme dolaptı.
-Şimdi dostum oraya çıkacaksın ve Güneyde ne kadar cin var neler var yolların evlerin durumu ne. Yani dostum beni uğraştırma ne görüyorsan gelip bize rapor vereceksin.
Ağzımı zorla açtım ve kurumuş dudaklarımdan birkaç kelime döktüm.
-Su, birazcık su.
Kumral bin hemen bastı kahkahayı
-Su ha su. Raporu ve suyu al hırsız dedi.