-
1.
+10Birden telefonum deli gibi çalmaya başladı. Ev arkadaşım arıyordu. Telefonun hemen açtım, içimdeki şok ve endişe duygusu bir an içinde olsa dağılmıştı. Karşımda dehşet verisi bir ses tonu yükseliyordu.
Ahtapot: A
Burak:B
B: Ahtapot, lan
A:Efendim Burak
B:Dışarıda mısın? Lan görmüyor musun olanları
A:Görüyorum görüyorum. Kıyamet sanırım
B: Değil daha kötüsü neredesin şu an
A:Kızılayda sen
B:Maltepe buraya gel çabuk
A:Tamam.
Bir anda üzerime toplanan ölü toprağını atmış koşarak Maltepeye doğru harekete geçmiştim. Sırtımda çantam cebimde biraz para ve sigaram vardı.
Koşar adımlarla Maltepeye varmıştım. Hemen cebimden telefonumu çıkardım numaraları çevirdim ve aradım fakat telefon çalmıyordu bile. Demek ki tüm tv ve haberleşme yayını kesilmişti.
Koca Maltepenin içinde koşuşturan insanların arasında Burakı bulmak hiçte kolay olmayacaktı. Gözlerimle kaldırımları taraya taraya hafif tempo koşmaya başladım. Maltepe pazarının önüne gelmiştim ki Biri kolumdan beni çekerek pazzarın içine soktu.
Karşımda kirli sakalı ve büyümüş gözleriyle Burak vardı.
-Neler oluyor lan Ahtapot
-Bilmiyorum lan
-Eve gitmemiz gerekiyor.
-Ne evi lan Ordudan sığınma talep etmeliyiz
-Sincan çok uzakta lan
-Ne ya...
Derken sokağa bir meteor düştü. Ardından bir başkası daha. Ardından dahada fazlası hızla aslaftı deliyorlarlardı. Melik Gökçek ne yapıyordu acaba şimdi düşündürücü hatta üzerine bir makale yazılabilecek güzel bir konuydu bu.
Neyse beyler. Sokaklara düşen her meteor birkaç kişinin canını daha alıyordu sokaklar 1 buçuk metrelik yeşil meteorlarla doluyordu. Binanın üzerine çarpan her meteor etrafı biraz daha sallıyordu.
Bunları düşünürken sigaramın bittiğini fark ettim artık harekete geçmek zorundaydım.
başlık yok! burası bom boş!