-
1851.
+17 -1Akşam yemeğini her zamankinden daha erken bir saatte yedik. Saat 7-8 civarı herkes odalara çekildi. Belli ki gün uzun olacaktı. Herkes uyumaya, dinlenmeye çalışıyordu. Önce çok mümkün olmasa da sanırım 9 civarı uyumayı başarmıştım. Daha sonrasında pilotlar bizi saat 3 civarı uyandırmaya geldi. Hepimiz aşağıda toplandık ve ayaküstü bir kahvaltı yapıldı. Kahvaltı şen şakraktı. Sohbetler edildi, çaylar içildi, sigaralar yakıldı. Hava daha aydınlanmamıştı. Sanki akşam yemeği yiyorduk. Sonrasında masalar toplandı, herkes giyindi. Uçakların önüne hazır bir şekilde geldik. Her tim bir uçağa bindi. 5 adet , 5 adet tim… Her timden birer kişi bu sefer bırakılmadı. Zaten kalmak isteyen de yoktu. Bizim timden kalacak kişi de yoktu. Yusuf’un yerine yedek asker vardı.
Havalandık. Herkesi bir sessizlik bürümüştü. Operasyon sessizliği… Kulaklıklar uçağın içindeydi. Kulaklıkların üstünde kablosuz bir usb takılıydı. Kulaklı paketinin içinden küçük de bir kart çıkmıştı. Küçük bir çip gibiydi. Talimatları okuyunca anladık ki, saatlerimize o çipi yerleştirip, saatlerimizden çıkan bütün sesleri, kulaklığa aktarmamız gerekiyormuş. Saatlerimize çipi yerleştirdik. Birbirimizin konuşmasını duyabiliyorduk. Ayrıca, ortam sesini almak içinde küçük bir mikrafon vardı kulaklıklarda. Frekansı algılamaması için ayarlanıştı belli ki. Her şey hazır olduğu için oturup bekledim.
1 saatte yakın sürede sınıra varmıştık. iniş yapmak zor olduğu için sınıra 5-6 km yakına bir yere indik. Daha sonra bizi almaları için birliklere haber verildi. Zaten çok uzakta olmayan birlikler, gelip bizi aldı.
başlık yok! burası bom boş!