+23
-1
ecemleri takside bırakıp, umut'un verdiği adrese gittik... 2 arka sokaktı.
mahallenin arkalarına doğru karanlık ve ıssız bir muhitti, yer yer gecekondular konuşlanmıştı sağlı sollu, hiç sesi kesilmeyen sokak köpekleri de cabası, bunlar sokağın başından çıktılar...
bu kadarını beklemiyordum 14 15 kişi vardı... taha ve tufan'da bir tırsma sezdim, oğuzhan geldi yanıma,
oğuzhan; hacı sen oyala biz kaçalım... (arkasını döndü gidiyordu. ensesinden tuttum bunun, yok öyle dedim gülümsedim)
bunlar üstümüze doğru adımlıyor o sırada... hayatımızın dayağı karşımızda duruyordu, istediğin kadar eğitimli ol dövüş konusunda, 14 15 kişi silindir gibi geçer adamın üstünden, yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı, en fazla 6-7 kişilerdir diye bekliyordum...
bunlar üstümüze doğru artık küfür ederek vurmaya gelirken, ecem yanında bir sivil polisle geldi...
sivil polis; noluyor burada polis... (polis kısmını bağırdı)
millet irkildi, sivil çıkardı hemen telefonunu adresi verdi ihbarda bulundu...
çocuklar dondu kaldı o an,
tufan ben taha oğuzhan, bakışıyoruz, şaşkınlığımızı gizleyemedik, ama iyi de oldu diye düşünüyoruz, hastanelik olmaktansa nezaret iyidir sonuçta.
sivil; merkeze gidiyoruz, eşkiya mısınız lan siz?
derken çocukların biri kaçtı, bu kaçınca diğerleri ve umut da kaçtı...
nolduğunu anlayamadan hepsi dağılmıştı, taha ve tufan da kaçmayı planlıyor gibiydi, olay bize patlayacaktı... haklılardı.
ben; noluyor ecem sivili nereden buldun (şoktaydım)
ecem; ne sivili ya bizim taksici, al abi teşekkürler çokça, deyip 100 lira uzattı...
taksici; eyvallah, bir an tırstım kimlik sorarlar diye haklı çıktın o panikle sormadılar...
ecem; teşekkürler abi...
...
...
...
ecem; ne bakıyorsun alan, polis çağırsam 10 dakikadan önce gelmezdi, sizi dümdüz edeceklerdi...
ben; ecem zekana aşık olabilir miyim?
ecem; kalsın sonra...
tufan ve taha hala olayı anlamaya çalıyordu, tekrar caddeye çıktık, eylül ve eda'yı da aldık...
kadıköy'e kazasız belasız döndük.