+16
motoruma dayandım, kollarımı birbirne sarıp gögüsümde tuttum, pelin geldi...
çok izin alamadım, 'ne söyleyeceksen söyle' dedi...
ben ömer'in eski bir arkadaşıyım dedim...
gülümsedi, ee keşke böyle söyleseydin, havalı giriş yapmayı seviyorsun galiba' dedi.
ben; belki biraz.
pelin: ömer nerede? onunla mı geldin?
ben; hayır.
pelin; doğru söylediğini ne bileyim, ne yapmaya çalışıyorsun, ben içeri gidiyorum, tanımıyorum etmiyorum, manyak mısın nesin (arkasını döndü gidiyordu)
ben; aldatılıyorsun...
pelin; ne diyorsun sen ya...
ecemi aradım, açtı hoparlöre aldı, çocuğun haberi yok tabi... sesleri geliyor.
ecem; ee demek kızı seviyorsun? (ne yapmaya çalışıyordu bu)
ömer; evet yani...
ecem; adı neydi pelin'di değil mi?
ömer; aynen basettiğim gibi eminönün'de bir cafede çalıyor.
ecem; evlilik falan bile düşünürsün sen...
ömer; ya neden olmasın iyi kız, senden bahsedelim (derken ecem kapattı)
ecem bir kere daha hayatımın kazığını atmıştı, pelin, gülümsedi, küfür etti bana, gitti.
aşırı sinirliydim...
ecem'i aradım 30 40 dakika sonra...
ben; ne tak yiyorsun sen böyle konuşmadık, çocuğun ne tak olduğunu ortaya çıkaracaktın.
ecem; o kıza dokunmanı istemediğimi söyledim.
ben; ama kabul etmiştin.
ecem; sonra karar değiştirdim.
ben; otele gel...