+5
Gece geç saatlerde telefonum çaldı. Zil sesinin gıcık edici sesi beni derinden sarsmış, zaten tetikte olan bünyemin bütün uykusunu anında dağıtmıştı. Arayanın ismi ya da numarası görünmüyordu.
O zaman bana yeni bir işin çıktığını anlamıştım. istihbarat bana yeni bir görev verecek olmalıydı.
2 defa daha çalan telefon birden derin bir sessizliğe gömülmüştü. Açamamıştım ama bir önemi yoktu zaten bilgiler hiçbir zaman elektronik ortamdan aktarılmaz hep doğrudan kağıtlarla ya da güvenilir adamlarla gönderilirdi.
Artık yapmam gereken tek şey bana verilen görevi beklemem ve dosyayı kapatmak için gerekenleri halletmek.
Size birazda geçmişimden bahsedeyim.
Ben Necmi Ahtapot Necmi. Teşkilat bana bu lakabı uygun gördü. Teşkilat dediysem yanlış anlaşılmasın düzenli olarak gördüğüm sadece 1 ajan arkadaşım var. Bana bilgileri getiren ve dosyaları alan adamlar sürekli değişir ve bizim gibi elemanların duygusal veya ahlak dışı bağlar kurması önleniyor. Ben bu lakabı kazandığımı gelen adamların bana sürekli ahtapot demesinde çıkardım.
Her neyse arkadaşlar Ahtapot Necmi bir başbakanlık casusu. Türk devletine gelebilecek tüm zararları önceden öğrenmek bizim işimiz. Ama bu bölümde kaç kişi çalışır, ne kadar tecrübelidirler hiç bir fikrim yok. Yüzbaşı Leventten başka arkadaşım ya da tanıdığım da yok.
Çocukluğuma dair hatırladığım tek yer kimsesizler yurdu. Askeriye bağlı bir arazide kurulan yurt birkaç senede bir üst rütbeli bir kaç askerin ziyaretine uğrardı. Her gelişlerinde aramızdan bir kaç arkadaşımız eksilirdi.
Sene 96 o sıralar tabi terör tırmanıyor, peşi sıra ekonomik krizler, ülke kıskaç altında. Bu askerler yine geldi. O zamanlar ben 9 bilemedin 10 yaşında felanım. Yaşıtlarıma göre kalıplı söylemesi ayıp birazda zekiyim.
Uzzun soluklu bir ajan hikayesi olacak beyler rezz alın okuyan olursa seri partlanacak