+53
Beyler sakin olun geldim. Gece çerez niyetine bir iki part atıcam. Gelen yorumlar ışığında uzun soluklu bir hikaye yazmaya karar verdim. Tek günde bitirmeyeceğim.
Düşündüğümüz gibi binanın içi karışıktı. Yine ayrılıp aramamız gerekiyordu. Binaya girmeden önce duyduğumuz ses kesilmişti. Sesin geldiği odanın kapısı kapalıydı. Tekrar gruplara ayrıldık. Bu sefer 6 şarlı 8 grup olduk. Artık arama yapmaya iyice alışmıştık. Üzerimizde sadece sessizliğin verdiği stres vardı. Bina içi sanki alışveriş merkezi gibiydi. Odalar yerine boşluklar daha fazlaydı. Keskin nişancılar, binanın sadece belirli yerlerini görebiliyordu. ilk önce sesin geldiği tarafa bakmaya karar verdik. Kapısı kapalı bir bölme vardı. Kapı kilitliydi. Tabancamın susturucusunu takıp kilite ateşledim. Kilit artık bir engel değildi. Yavaşça kapıyı araladım. içeride 3 ceset vardı. Bir cesedin kafası , darbeden dolayı neredeyse delinmişti. Hemen dibinde yattığı duvar, kırmızıya boyanmıştı. Yalnız sanki ceset hareket ediyordu. Evet! bu bir azerbaycan askeriydi. Hemen yanına koştuk.
Kardeş! Kardeş uyan! dedim.
Tepki vermeden homurdanıyordu. Gözlerini araladı. Hemen ondan uzaklaştım. Gözünde o lekeden vardı. Ama nasıl olurdu? Kim , neden onu çiplemişti. Boynuna baktığımda onda da çip yoktu. Şu ana kadarki bütün çalışmalarımız sanki boşunaydı. Yoksa çipsiz kontrol yolunu bulmuşlar mıydı?
Geldiğimizde bölme kilitliydi. Peki onu kim dönüştürmüştü. Kafamdan bunlar geçerken, o ayağa kalktı ve kafasını sertçe duvara vurdu. Artık bitmişti. Bu hareketi, duvardaki kan lekelerini açıklıyordu.