yarım saat içinde 3 dal sigara yakmışım. 3.yü hatırlamıyorum ama kül tablası öyle demiyordu. içmişsin 3.yü aha da burda diyordu. yarım saat geçti. kapıyı çalışından onun olduğunu anladım. gerçi sabahın bu saatinde başka kim çalıcaktı kapıyı. ama zile 3 kere ard arda basıp beklemişti. çok samimi bi zil çalışıydı bana göre. ben sanırım aşık olmuştum yahu. bi insanın zile basışı diğer bi insanı etkileyebilir mi ya, etkiliyor işte. insan böyle duygular besleyince etkiliyor işte.

güzelliğim kapıdaydı. açtım kapıyı saçlarını toplamıştı. toplamak da değil de at kuyruğu işte. ona at kuyruğu gerçekten çok yakışıyodu. en çok at kuyruğu yaptığında seviyodum saçlarını. ama her zaman da seviyodum saçlarını, kumral saçlarını. içeriye gelmez misin dedim şakayla karışık, yok seni görüp gidicektim dedi. ama şakaydı sanırım anlayamamıştım başta ama sonradan dank etti.

içeriye aldım onu. saat 8'i geçiyordu. yeni uyanmasına rağmen yüzü hala çok güzeldi ve hep güzeldi. altında şort üstünde askılı vardı. çok güzel olmuştu.

b: kahvaltı yaptın mı.
m: beraber yaparız diye yemedim ama, yemişsin sen heralde.

dedi içerideki tabakları göstererek.

b: ya aslında birden gelişti. ilk kahvaltıyı yaptım sonra aklıma geldin ondan böyle oldu.