+150
-1
Askeri üsse vardık. Jeep den indik. Generali takip ediyorduk. Karanlığın içinde bir askeri ucak bekliyordu. Yanında da 10-15 kişi vardı. Bahsi geçen Albay Hüseyin bey de ordaydi. Selamımı verdim. Elimi sıktı. "Umuyorum bilmeniz gereken kadari size aktarılmıştır. Devdıbını bizden dinlersiniz" dedi. Benim gibi time çağırilanlarin yanına geçtim. Rütbe olarak benden çok üst kişiler de vardı. Ama bu tim rütbe hiyerarsisine göre değil, guvenilen kişilerden kurulmuştu. Peki neden ben de seçilmiştim. Albay hüseyin beyi tanımıyordum bile. Peki o beni nerden tanıyordu? Uçağa bindik. 13 kisiydik. 12 kişi time çağırilanlar , kalan 1 kişi ise bize yolda gerekli bilgileri anlatacak kisiydi. Herkes yerine geçince ucak pistte hareket etmeye başladı. Albay hüseyin bey ve bir kaç kıdemli kişi daha başka bir bolmede bulunuyordu. Uçak havalaninca bizi bilgilendiricek kişi konuşmaya başladı.
"Sizi aynı gün içinde haber vermeden toplamamizin sebebi hem aciliyetten hem de gizlilikten. Şuan olası bir 3. Dünya Savaşının eşiğindeyiz. Natonun isteği üzerine gizli olarak bu proje yürütülüyor. Şuanda itibaren dış dünyayla iletisiminiz kesilmiştir. Üzerinizdeki eşyaları ve kıyafetleri lütfen şurada duran kutulara koyun ve size getirdigim kutudan yeni kıyafetleri giyin" dedi . O an farkettim ki ayağının dibinde koca ve ağır bir koli vardı. Dediğini yaptık. Herkes yeni kıyafetleri giydikten sonra , eski kiyafetlerimizi koyduğumuz kutuyu aldı ve bir başka bölmeye geçti. Saat gecenin 2 siydi ve yorgundum. Kim bilir neler yapacaktık. Koltugumu yatay duruma getirip uyumaya çalıştım.