-
376.
+4PART 54
bir şeyler yapmalıyız.. çok fazla dayanamaz.. zombiler her vurduğunda demir sürgünün esnediğini görüyorum.. yakında kırılacaktır.. ne yapmalıyım ? dikkatlerini dağıtamam.. çok kalabalıklar. hem hepsi üzerime gelmez. askerle beraber izliyoruz.. ama sadece izliyoruz. ikimiz de çaresiz bir şekilde konuşmadan izliyoruz olanları... bir ara arkama baktım. nerenin önündeyiz.. bir içki dükkanı. kapısı açık. yer kırık şişelerle dolu.. ama hala raflarda ve dolaplarda sağlam şişeler var.. asker ne yapmak istediğimi anlamış gibi süzdü beni.. "bende çakmak var"...
içeri girdik sessizce.. nerdeyse emekleyerek yere 15 kadar şişe indirdik.. ve her birini molotof kokteyli şeklinde hazırladık.. ben bilmiyordum. asker öğretti.. "kumaşları alkole bulayıp şişeye sıkıştırıyoruz. yakıp atıyoruz. basit"
tekrar arabaların yanında eğilmiş bekliyoruz. bu sefer bir farkla.. ne yapmamız gerektiğini biliyoruz..
"çok yakına atma. çok da uzağa.. tam ortalarına atmamız gerek. dükkana yakın atarsak içerdekiler de yanar. unutma".. askerin sözlerini dinleyip kafamı sallıyorum. ben ateş edeceğim. sen ilk ateşle beraber atacaksın. önce üzerimize çekmeliyiz.. 30 metre uzağımıza yaklaşık 60 zombi..
silahını kaldırdı.. "son mermilerim.. umarım bir işe yararlar".. kulağımı sAĞIR EDEN Bir ateş sesi ve ışık huzmesi.. bir zombi düştü.. dikkatlerini çekmeyi başardık.. geliyorlar.. "bekle.. bekle.. bekle..".."yak".. terlemiş ellerimle çakmağı yaktık iki şişenin üzerindeki kumaşları ateşe verdim. şişeleri elimize aldık.. attık..
başlık yok! burası bom boş!