+1
Herkesin her şeyi bildiği zamanlardı. Başka bir meziyeti yoktu insanlığın. Acılarımız tecrübe edilmiş, aşklarımız daha önce yaşanmış, derilerimiz yüzülmüş, tırnaklarımız sökülmüş, dişlerimiz dökülmüştü.
Kendi olamayan her şey, başka bir şeye dönüşüyordu. Ben kendimi yanaklarına düşen ilk gözyaşında kaybettim. Girdabında hareketsizliğe teslim olduğum, yorulunca dizlerine kapanıp tövbe ettiğim güzel sevgilim; tek tanrının aşk olduğu günlerin peygamberi, Fundam.
Günahsız, narin, öpmelere doyamadığım. Kainatın, gözlerinden süzülen ışıklardan yaratıldığı, rüzgarım, toprağım.
Şimdi senin sıcaklığın bir morg sehpahasında takas olacak.
Koyuklarında, ıssız bir tebeşir taşıydım ey aşk. insanlığın çizdiği ilk resimden bu yana, ilk işaret parmağı kanayan adamdan bu yana, ilk kez seven adamdan bu yana, ne kadar acı varsa yüreğimde biriktirdim. Çağımızı acıdan arındıracak kadar çok ağlıyorum. Yetmiyor, hiç bir acı hafiflemiyor.