0
Sabah olmuştu artık , kahvaltıdan önce bir duş alması gerektiği aklına geldi Andiç in iyi veya kötü bir kokuya insanlar neye dayanarak teşhis koyuyordu ? Bu şekilde düşünerek kendisine güldü ve sıcak suyu başından aşağıya döktü. Andiç kendisi gibi her insanında sıcak suyun altında yatar bir şekilde düşüncelere dalıp dalmadığını merak ediyordu. Neden umrundaydı bu insanlar, halbuki onlardan nefret eder Andiç. Bir insana aklına takılan bu soruyu sormaya kalksa sen benim duş alırken ki halimimi düşünüyorsun diyerek sapık durumuna düşebilirdi . Sadece kafasına takılan bir soru olduğunu bilemeyecek kadar aptal bu insanlar diyerek kapının arkasındaki bornozunu aldı.
Gökçenin hazırladığı kahvaltının kokusu odasına kadar gelmişti. Her sabah olduğu gibi kahvaltı masasına oturacak Gökçenle birlikte gülümseyerek sohbet edeceklerdi. Monotonlaşan bu hayat çok fazla canını sıkıyordu Andiç in. Her gün aynı olaylar işe gitmek için beklediği otobüs gelene kadar geçen arabalar ve durakta bekleyen insanlar her gün aynı insanlardı. Her gün hepsine tebessüm ederek günaydın diyor selam veriyordu hallerini hatırlarını sorarak kısa da olsa sohbet ediyordu. Bir günlüğüne bile olsa bu davranışları sergilemese diğer insanlar tarafından yadırganacak ve ayıplanacaktı. Bunun farkında olan Andiç bu hayatta , bu insanların arasında yer edinebilmek için yapmak zorunda olduğu şeylerden nefret ediyor her gün kendi içinde isyan ederek gelen otobüsüne adım atıyor ve cam kenarındaki yerini alıyordu.