+1
Salona girdiğimde Cengiz ve Sedat fırından aldıkları poğaçaları sallama çay eşliğinde tüketiyorlardı. onları böyle görmek bende bugünün Cumartesi olduğu yönünde bir algı oluşturdu, okul yok mu lan bugün dedim, o zaman Canan’la buluşurum ki ben diye düşünerek yüzümdeki gülümsemeyi ikiyle çarptım. Yok lan dedi Sedat, bugün Perşembe, kol gibi okul var dedi. Olsun dedim içimden, Canan’la yine görüşürüm ki. Son kalan bir poğaçayı iki ısırıkta mideye indirip Cengiz’in son yudum çayıyla mideme indirdikten sonra beraberce evden çıktık. Son iki aydır okula gitmemin tek sebebi Canan olduğu için, o gün hangi dersler var, not toplamam gerekli mi, vizelere hangi konular dahil, tez danışmanımla görüşmem var mı? vb. soruları asla kafama takmıyor, hatta düşünmüyordum bile. Cengiz ile Sedat’ın ve dahi sınıftaki diğer elemanların bana içten içe gıcık olduğunun, tüm zamanımı Canan ile geçirmemden dolayı bana karşı kin beslediklerinin farkındaydım ama kimin umurundaydı ki? Bu işler böyle yürürdü, sevgili yapmış biri olarak, üstelik daha 2’nci ayımdayken Canan ile vaktimden kısıp kahveye sizinle batak oynamaya mı gelecektim?