Bu yabancı, ilkel ve tehlikeli bir gezegene düşen kazazedelern hüzünlü hikayesi… Ama bilimkurgu değil, geçmişimizde… O talihsiz kazazedeler ise uzaylılar…
Normalde UFO hikayelerine çok temkinli yaklaşırım. Zira UFO olayı “varlığı ve yokluğundan” ziyade büyük bir ticari olay, hatta din. UFO sektörü milyarlarca dolarlık sektör. Ama Dropa kabilesi ve disklerine karşı başka bir merakla yaklaşıyorum. Zira birçok kanıt var ve… 12 bin yıllık!!!

Konu Şöyle

DROPA DiSKLERiNiN BULUNUŞU

1938 yılında Dr. Chi Pu Tei liderliğinde bir grup Himalaya’da Baian-Kara-Ula dağlarındaki mağaralarda keşif gezisine çıkarlar. Bu mağaraların duvarlarında enteresan resimler vardır ama esas keşif öğrencilerden birinin, toprağın dışına ucu çıkmış bir diske takılmasıyla olur. Tıpkı The Tommyknockers’da olduğu gibi… Ama bulunan bir uzay gemisi değil, 10-12 bin yıl önce uzay gemileri bozulduğu ve dağa çarptığı için Dünya’da kalan uzaylıların hikayesini anlatan disklerdir.
Yaklaşık 30 santim çapındaki disklerin o tarihler için kusursuzdur, ortalarında delik, üstlerinde mikroskobik işaretler (yazı) vardır. Mısır piramitlerinden bile eski bu disklerden 716 adet bulunur.

1962 yılında Tarih akademisinden Prof. Dr. Tsum Um Nui yazıları deşifre etmeyi başarır. Komünist Çin yönetimi profesörün araştırmasının yayınlanması yasaklar. (Tıpkı Türklerin Beyaz piramitlerinde olduğu gibi.) 1964 yılında Nui Batı’ya kaçmayı başarır.

Prof. Nui 716 diski mikroskop altında inceler… Burada unutulmaması gereken yazının ilk ortaya çıkışı M.Ö. 4000’ler iken bu 12 bin yıllık, kusursuz disklerde mikroskobik ölçülerde yazı vardır.
Yazılarda özetle kendilerine Dropa denilen varlıkların, uzay gemileri bozulduğu için Himalayalar’a inmek zorunda kalışları anlatılmaktadır. Çevredeki ilkel insanlar, mağaralara sığınan Dropalara saldırır ama zamanla işaretlerle anlaşarak niyetlerinin barışçı olduğunu anlarlar.
Disklerin bulunduğu bölgede Dropa ve Han isimli iki kabile vardır. Bu insanlar pigme diyebileceğimiz 1.10-1.30 boylarında, Çin veya Tibet kökenli değildirler. Sarı tenli, iri mavi gözlü, vücutları seyrek tüylüdür. Kafaları da tıpkı mağaralarda bulunan iskelet kalıntılarındaki gibi vücutlarına oranla büyüktür.

Kaynak: http://orkunucar.blogspot.com.tr/