Pazartesi olmuş ve o ilgimi hiç çekmeyen bırbırınden saçma dersler tekrar başlamıştı zaten diş hekimliğini de aile zoruyla okuyordum kendi anne babama laf etmek istemiyorum ama bıraz cahillerdi ancak onlarda kendilerine gore haklılardı bir an önce iş bulabileceğim ve hayatımın geri kalanında kazandığım parayla mutlu yaşayabileceğim bir bölümde okumamı ıstemişlerdi oysaki ben pgiboloji okumak istiyordum insanların beden dillerinden cok ıyı anlıyordum ve sorunlarıyla ilgilenmek onları yonlendirmek çok hoşuma gidiyordu olmadı ışte belki hayatımın geri kalanında birkez daha universite okumaya karar verirsem bu alanda kendimi geliştirebilirim zaten daha oncede yuz ve mımıkler; oturuş bakış ve el hareketleriyle karşıdakının bize neler anlatttığı hakkında çokça seminere katılmıştım izleyici olarak dersin başlamasına daha bir saat vardı bizimkilerin üniversite 2 de kahvaltı ettıklerını bılıyordum onların yanına gitmeye karar verdim biraz yurumek uykumu açıcaktı aklımda hala haftasonu markette gordugum kız yanı selın vardı gelecek haftasonunu ıple cekıyordum bizimkilerin 15-20 dakıka içinde bizimkilerin yanına gelmiştim filiz rüya kahvaltısını bıtırmıs sigaralarını içiyorlardı parfum kokuları kafeye girmeden geliyordu resmen ikisinide uygun bır anı buldugumda elden geçirmeliydim kariılarında ise oğuz ve kağan vardı onlar davar gibi yemeye devam ediyordu bir yandanda birbirlerine bişeyler soyliyip ağızdakınlerı etrafa sacarak guluyorlardı sanki dağda yaşıyorlar hiç gorgu yoktu bunlarda resmen daha fazla aldırmadan gıttım yanlarına selam verdim ve oturdum aslında iyi çocuklardı ama saflardı ne konuşuyodunuz ya o kadar komik olan ne dedim hafif gulumseyerek markettekı yenı calısan kızı gormedın heralde henuz dediler gozlerım fal taşı gibi açıldı