“Kusura bakma hayatım” dedim. Buruk bir ses tonum ve sanki noldu ki ehe ehe der gibiydim.
“Yok problem değil” dedi ve gülümsedi. Sonuçsa sevdalandığım kişiydi ve bu tür şeyleri takmaması gerekiyordu.
Kahvaltımızı bitirdikten sonra aşağı indik ve onu evinin önüne kadar bıraktım. Evden çıkarken de Buseye “çoraplar için sağol. Ne zaman gelmek istersen adres: xx” diye bir not bırakmıştım.
Eve geldiğimde okan uyuyordu. Okanı uyandırmadan ona bir çay suyu koyup bilgisayarın başına geçtim. Facebook’a girdim ve ahsene mesaj attım. Sadece gülücük. O da aynısını attı. Sonra şarkı attım ve onu dinledik. Çayın kaynadığını anladığımda tekrar mutfağa geçtim. Adi bir hergele gibi hala ter kokuyordum ve saçlarım yağlı gözüküyordu. Çayı demledikten sonra duşa girdim. insan en güzel zamanlarını duşta geçiriyor bence. Suyun sıcaklığı vücudunuzda kaybolduğunda rahatlamış hissediyorsunuz. Duştan çıktığımda okan çoktan uyanmıştı. Tek gözü kapalı biçimde sigara içiyordu. Günaydın” dedim. Sana da” dedi. Kahvaltısını sigara ile yapmaya bayılırdı okan. Peynir zeytin bir şeyler koyarak oturdu masaya.