Kapıdan tıkırtı geldi ve evet Yarı Tanrımız, göz bebeğimiz ve ankara'nın en güzel kadını geldi. Çok asil beyler çok asil. Hani böyle yürüyüşünden el ve yüz mimiklerine kadar. Tam fransız kadınları gibi ama daha güzel bi yüzü var. Anlatılması imkansız gibi.

Biz de klagib bekleme yaptıktıktan sonra yukarı çıktık. Çocuklar girin içeri, ne zamandır görüşemiyoruz dedi ve gülücük saçmaya devam etti.

Okan hırslı ve arzulu hareketleri ile sordu
"ESRA SEN BU iŞi NE ZAMAN BIRAKACAKSIN?" dedi
"Ne zaman bırakmalıyım sence?" dedi
"HEMEN?" dedi okan.

Kulağına fısıldadım " ağbi ne yapıyorsun.."
Lafımı kesti
"Sen bi sus amk. Esra ben senden deli gibi hoşlanıy.. Ne hoşlanması. Ben aşığım lan sana. Her gece geldiğinde kalbim acıyor. Ahlar vahlar içerisinde düşünüp duruyorum. Yapma kurban olayım. O yüzüne, o ellerine ve o dudaklarına acımıyor musun? Farkında değil misin ha şu kadar insanı toplayınca bir sen etmiyor" dedi.

sustuk. Sadece sustuk ve yanımıza oturdu. Sonra esra başladı anlatmaya.