Okumaya üşenenler için, konuyu özetleyen tek cümlelik özet entrynin sonunda..
Tasavvuf alanında isimleri çokça anılan imam-ı Gazali (ihya-i ulumiddin), imam-ı Rabbani (mektubatı rabbani) gibi lslâm âlimleri, Yunan ve Roma felsefesini yakinen inceleyip, en küçük ayrıntısına kadar didik didik etmişlerdir.. Sonuç olarak ise felsefecilerin, cahil cühela güruhuna dahil olduklarının altını çizerek, ahmak ve imansız olduklarını da bildirmişlerdir..
Felsefeciler ile alimlerin arasındaki farklara gelirsek, felsefeciler aklınıza gelen her şeyi, akıl ile kavramaya ve akla uydurmaya çalısan bireylerdir.. Kısacası aklın kavrayamadığı, bilgi olarak erişemediği bir çok şeyi, göz ardı ederler..
islam alimleri ise, aklın kavradığı şeylerde ona güvenir, aklın ermediği anlamadığı yerlerde ise, Kur’an-ı kerimi ve hadisleri delil alarak gaybe iman ederler..
Ortak noktaları ise, Felsefe alanında, sonradan gelen felsefeciler, önceki felsefecilerin yanlışlarını ortaya çıkarmış, biri diğerini beğenmemiştir.. Günümüzde dini konularda yetkili olanlar da birbirlerini beğenmezler.. (:
ilginç olan ise felsefecilerin, ahlak, hukuk vs. gibi konularda yaptıkları tespitler, önceki Peygamberlerin hükümleri dahil dini kitaplarda geçen ve ögütlenen davranışlardır..
Özet.. (:
islamiyette felsefe yoktur..