...

Bu defa daha kibar olmam gerekiyordu, Sandalyesini çekip masaya oturttum. Bana bakıp kahkahayı bastı bir daha, Kahkaha bittikten sonra bana dönerek, "Nezaketten öleceksin." Uzun zamandır kızarmayan yüzüm tekrardan kızarmıştı. Konuşmaya başladık,

- Düşündün mü?

+ Evet, düşünmek için uzun bir zamanım oldu, anlayışın için teşekkür ederim. Düşündüm ve bu hayatta senden daha iyi birini çevremde göremediğim için kabul ediyorum. Hayatımın seninle daha iyi geçebileceğine inanıyorum.

O bu konuşmayı yaparken, ben her şeye hazırdım. Kabul ettiğini duyunca kalkıp Yılmaz Vural gibi orada koşmak istedim ama Fatih Terim ciddiyetine geri döndüm. Artık sorumluluk alma zamanım gelmişti, daha önce bir ilişki yaşamadığım için telaşlıydım. Konuşma ilişkide uygulanacak kurallar ile devam etti. Ben ciddi bir ilişki istiyorum dedim, ciddiden kastım seviyeli ilişki biraz katı kurallıydı ama dinim ve ırkım bunu gerektiriyordu. Onlar bu hayatta vazgeçilmezlerimdir. Bu benim yobaz ve ırkçı olduğum anldıbına getirilmesin. Her dine ve ırka sonsuz bir saygım vardır. Ama doğduğum çevre beni o dinden ve ırktan biri yaptığı için onlara uygun bir yaşantım olması gerekir. Bu nedenle ilişkiminde onlara uygun olması şarttı. Handan ise onu mutlu ettiğim her zaman onunla birlikte olabileceğimi söyledi. Arada tatlı kavgalar edip, daha sonrasında tatlı özürler ile ilişkimizin daha iyi ilerleyebileceğini söyledi.

Konuşmamız sonlanmış mekandan çıkmıştık...