0
Sayfa 18
“Çok mutlu olurum da, ben başkalarının kısmetine engel olmak istemiyorum abi.”
Haydar’a dönerek, “Görüyor musun lan çakal”
Kendinden emin bir şekilde, “Yaaa yok abi, Bu salak çıksa iki saat bize anlatıyor. Sevinçten binbir takla atıyor”
Ufak bir sessizliğin ardından Zafer abi Kenan’ın elinden cipsini alarak “abi nooluyor” demesine fırsat vermeden mıncıklayıp kartı hissetmeye çalıştı. Kısa sürmedi kartın olduğunu hissetmesi. Paketin dışından kartı tutup Kenan’a göstererek,
“Kenan bak oğlum, bunun içinde bişey var görüyorsun.”
Heyecanlı bir gülümsemeyle, “Evet abi görüyorum.”
“Bunun içindeki kartı ben alıyım, üstüne cipsle beraber sana bir milyon vereyim.”
Hafif tereddüt ederek, “Diyosun?”
“Oğlum kabul ediyor musun etmiyor musun.”
“Yok abi ya, ver ben açıyım şansım neyse o benim olsun. Fazlasında o kadar da gözüm yok.”
Zafer abinin elinden aldığı gibi açmak için iki eliyle sıkıca ucundan tuttu cipsini. Derin bir nefes alıp “Bisssmillah” derken etrafına şöyle bir baktı.
Haydar cipsinin ucunu sanki iki dakikada bayatlayıp yenmeyecek hâle gelecekmiş gibi kıvırıp, eliyle sıkıca tutmuş pür dikkat Kenan’ı izliyordu. Acaba reddettiği teklif bu riske değecek miydi? Açıkçası bunu fazlasıyla merak ediyordu. Aslına ona kalsa bir milyonu alıp çoktan çıkmıştı bakkaldan da…