0
Sayfa 7
Kenan henüz 14 yaşında denize aşık bir çocuktu. Elinde olsa ömrünün her dakikasını onun üstünde geçirirdi belki de. Önünde hiç bitmeyecek kadar sigarası, yanında da içini ısıtacak kadar sıcak kahvesi olsun yeterdi onun için. Yalnızlığı severdi o. Etrafında insan olmasın, konuşacak hiçbir beyin olmasın umrunda değildi onun için. Düşünmeyi severdi zaten o. Hayal etmeyi severdi. Ailesini, arkadaşlarını hatta hayatının aşkını dahi düşünerek severdi. Biliyordu çünkü, hayallerine kendisinden başka kimsenin zarar veremeyeceğini.
Her ne kadar düşünerek hayal etmeye, kendi çabalarıyla, kendi kararlarıyla bir şeyler yapmaya çalışsa da her zaman hayatına ailesi yön vermek zorunda kalıyordu. Hayalini gerçekleştirebilmesi için elinden tutması gereken insanlar onlardı.
Aslında Kenan onlara söylemeye korkardı. Daha çok babasından korkardı diyelim biz. Hatta annesiyle konuşmaya gerek bile duymazdı. Ablaları da sürekli muhalefet olurdu zaten onun gözünde. Ne derdi varsa yine babasının yanında bulurdu kendisini.