/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    0
    Beyler bu günki son part uzun attım bunuda yarın akşam devam edicem;
    Elif teyze ağıtlar atarken ben kapıda telaşla olanları izliyordum;

    Ebubekir yerde gözlerini açmıştı, göz bebeği yerindeydi.

    Yüzüne kan gelmişti. Sesi fazla çıkmıyordu, kan kaybediyordu..

    – “Ne oldu bana..” dedi güçlükle, konuşamıyordu..

    Hemen yanına gittim, Elif teyze üzerime saldırdı.

    Güç olarak, o yaşlı olduğu için ondan güçlüydüm. Elini tuttum, “Elif teyze sakin ol olanları anlatıcam sana lütfen sakin ol” dedim, korkuyordum..

    Annesi çok telaşlıydı, tekrar oğlunun başına koştu ve “Oğlum, Ebubekir’im, iyimisin oğlum?!” diye ağlamaya başladı.

    Güçlükle, “i-iyiyim” dedi Ebu, annesinin ağıtları eşliğinde ambulans sesi duyuldu mahallede. Camı açıp ambulansa evin burası olduğunu bağırdım;

    Koşup kapıyı açtım, o sırada sedyeyle içeri girdiler. Ebubekir’i aldılar sedyenin üstüne, hızlı bi şekilde ambulansa zütürdüler.

    Tüm mahalle ayaklanmıştı. Ambulans, siren sesi eşliğinde uzaklaştı.

    Elif teyze Ebubekir’in arkasından ağlıyordu.

    Sokaktaki bağırışlarından komşular aşşağı indi, Elif teyzenin bağırışları içimi çok acıtıyordu.

    – Katil!

    Diye bağırıyordu, zar zor sakinleştirilen Elif teyzeye tüm olayı başından sonuna kadar komşuların yanında anlatmak zorunda kaldım.

    – …. ve sen odaya girdiğinde, beni boğuyordu. Mecburen reflex olarak elimdeki makası ona karşı kullanmak zorunda kaldım. Üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm, ama benim bi suçum yok elif teyze.., diye izah ettim.

    O gece çok bitkin bi şekilde döndüm eve. Bizimkiler uyuyordu, saat sabahın 7’siydi ve biraz uykuya ihtiyacım vardı…

    Kapıyı açtım ve yavaşça merdivenlerden odama doğru çıktım, odamın kapısından girecekken bazı sesler duydum. Biraz daha yakınlaşınca farkettim..

    Oğuz, telefonumda Ebubekir’in attığı ses kaydını dinliyordu;

    içeri daldım, ani bi hareketle telefonu elinden aldım ve sessizce, “geç yatlan yatağına” dedim.

    “Uykum yok !” diye bağırdı. Boğazından tutarak, “Bağırma, annem uyuyor gerizekalı.” dedim, bıraktım.

    “Şimdi git televizyonmu izleyeceksin ne yapacaksan yap, ama sessiz ol” dedim.

    Oğuz asabice kapıdan çıkarken yatağıma uzandım. Bütün o gecenin stresiyle yattım, yorganı üzerime çektim ki bir ses duymaya başladım, telefon sesi.. of.

    Deniz arıyordu, kendimi toparlayıp telefonu açtım.

    Alo, bile demeden hemen;

    – Sevgilim, beni iyi dinle. 1 saat sonra, eskiden gizlice buluştuğumuz yere gel. Çok önemli, orda olman gerek.” deyip kapattı telefonu.

    1 gram uyku uyuyacaktım, yok. Olmadı.

    Tüm günün yorgunluğuyla, giyindim ve hazırlandım.

    “Bu kız beni sabahın 8 inde neden oraya çağırsın ? Neyse, vardır elbet bi bildiği..” diyerek merdivenlerden sakince indim, ceketimi tekrar giydim ve çıktım evden.

    Son anda telefonumu evde unuttuğum aklıma geldi. Kapıyı sessizce açtım, içeri girdim.

    Oğuz televizyon izlemiyordu. Yatağına gitti heralde dedim içimden, merdivenden sakince çıktım ve odaya girdim. Sehpanın üzerinde duran telefonu alıp cebime koydum.

    Bu arada Oğuz’u dürtüp, “şşt televizyon izlemiycekmiydinlan sen?” dedim.

    “Hıı, yoo” dedi uykulu bi sesle. “Ne ?” dedim. “Ne zaman dedim ben öyle bişey ya, uykum var git başımdan.” dedi ve yorganı başına çekti.

    Yorganı asabice başından çekerek;

    – Oğlum sen az önce ayakta değilmiydin ? Benim telefonumu karıştırmıyormuydun ? dedim.

    + Yoo, rahat bırak beni abi ya uykum var, diyerek yorganı tekrar başına çekti.

    O anda anladım, Deniz’e küçükken yaptıkları şeyi yapacaklardı banada..

    Buluşma yerine gitmedim, Deniz’e mesaj çektim,

    – Aşkım, az önce senmi aradın beni ?

    Biraz sonra mesaj geldi;

    + “Hayır bitanem, şimdi uyandım bende. Mesaj sesinden, ne olduki ?”

    Bu mesajı gördükten sonra iyice ürkmeye başladım.

    Kime güvenecektim ben ?

    Kimlere güvenebilirdim…

    – “Bekle, geliyorum. 5 dakika sonra kapıda ol” dedim.

    Evden çıktığım gibi koştum. Ne oluyordu böyle..

    Düşüncelerim çok karmaşıktı.

    Bir yandan Ebubekir, bir yandan ONLAR.

    Uykusuz olduğumdan dengesizce koşuyordum, kapıda bekleyen Deniz’i gördüm. Elinden tutup, “Herşeyi yolda anlatıcam hayatım. Gel benimle, hastaneye gitmemiz gerek.” dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster