0
Alın beyler uzun part;
edit:Elif Teyze:Ebu'nun Annesi
Mumlar birden sönmüştü. Odanın içinde karanlıkta kalmıştık.
Ebubekirin ağlama sesleri ve gerilimden oluşan nefes sesleri gideriyordu odanın sessizliğini.
Arapça kelimeler fısıldanıyordu kulağımıza. Kısık bi sesle, “ne ?” dedim.
Yine arapça kelimeler söyleniyordu.
Ebubekir dayanamadı, “Anlamıyoruz ulan !” diye bağırdı.
Aradan 3 saniye geçmeden, kulağımda çekimsiz bi acı hissettim. Bir çığlık yankılanıyordu kulağımda.
iki elimle kulağımı tuttum, “yeter, yeteeer!” diye bağırarak yere kapandım.
Sesler kesilmişti. Hiç bi ses yoktu. Sonra mumlar tekrar alev aldı.
Odayı mumlar aydınlatıyordu sadece.
Ebubekir’in olduğu yere baktım, orada değildi. Bu korku canıma tak etmişti.
Ebubekir, diye seslendim. Gözlerim dolmuş, sesim titriyordu. Gözümden 1 damla düştü bacağıma. Tekrar, “Ebubekir” ismi süzüldü ağzımdan..
Kendimi koyvermiş, ağlayacakken arkadan boğazıma bir kol sarıldı. iki elimle kurtulmaya çalışırken bi ses geldi kulağıma, “ebubekir artık yok.” diye bir ses. Çok değişikti.
Sanki sesi sigara içmekten kesilmiş, yaşlı bir amcayı andırıyordu.
Yerdeki telefonu bir elimle tutup arkamdaki kişinin kafasına doğru rastgele vurdum.
Nereye vurduğumu bilmiyordum ama beni bırakmıştı. Yeniden, “aptal” diye bi sözcük söyledi. Hemen ayağa kalkıp ışığı sertçe açtım.
Yerde çelimsizce yatan beden, Ebubekir’e aitti. Fakat sesi değişmişti.
Yardım etmek istedim, bir o kadarda korkuyordum.
Tekrar dizlerinin üstüne geldi, ayağa kalktı yavaşça. Ağzını oynattı;
– “Artık bizim” dedi ve şeytani diye tabir edebileceğimiz şekilde gülmeye başladı.
Ne yapacağımı bilemedim, sehpanın üzerinde duran makas çekti dikkatimi.
Onu öldürebilirdim, ama yapamazdım. Oralarda bir yerlerde o vardı, Ebubekir oradaydı.
Sıktım yumruğumu, suratı gülen, ama dudağından az önce yediği darbe yüzünden kan süzülen Ebubekir’in önünde sertçe durdum.
“Ne istiyosun ondan ?” dedim. Hırslı bi ses tonum vardı o an. Sinirliydim. Korkusuz, cesaretliydim. Ancak her şey bir anda değişti.
Bir hareketiyle, ellerini çırpmasıyla ışığı söndürdü, o pis gülüşünü artık görmüyor, hissediyordum..
Korkmaya başlamıştım, vücudumda salgılanan adrenalin zirveye ulaşmıştı saniyeler içinde.
Işıklar kapalıyken bana her şeyi yapabilirdi. Her ihtimale karşı, sehpanın üzerinde duran makası elime almak için hamle yapmaya kalktım.
Karanlıkta makası bulmam biraz zaman aldı, makası yavaşça elime aldım, ve sakin ve titrek bir ses tonuyla:
– “Ne istiyosun?” dedim, korktuğum her yönden belli oluyordu..
+ Sizden ne mi istiyorum? (kahkaha)
Bir müddet sustuktan sonra, “Arkadaşımı rahat bırak, yalvarırım sana uğraşma bizimle..”, dedim. Sustu, korkudan geri gidip duvara yaslandım.
Sıkışıp kalmıştım. Odada sadece birazcık ışık sağlayan mumlar yanıyordu, yavaşça yakınlaşan ayak sesleri duyuyordum..
(Odanın kapısı çaldı: -TIK TIK)
– Oğlum, müsaitmisin ?
Elif teyzeydi bu, Ebubekir’in annesi..
Lanet olsun ya! Tam da şu vakit olacak şeymi?! Ne diyeceğimi bilemiyordum, derken boğazımda Ebubekir’in ellerini hissettim.
Nefes alamıyordum, tam karşımdaydı, karanlıktan yüzünü göremiyordum ama beni boğazımdan tutup duvara yasladığında, öldürmek için boğazımı sıktığını anlayabiliyordum..
Odanın kapısı aralandı, bir el uzandı ve ışığı açtı.
Ebubekir’in suratına baktım ve ellerimi boğazımdaki ellerine koydum, çekmeye çalıştıysamda olmadı, çok güçlüydü.
Beti benzi akmış, gözleri bembeyazdı. Boğulacaktım, ellerini çekemiyordum, o reflex ile makasın ucunu karnına sapladım.
Ellerinin gevşediğini hissettim. Sadece gevşemekle kalmayıp bırakmıştı. Ve;
– “Bana böyle zarar veremessin..” diye gülümseyerek yere yığıldı, Elif teyzeyse elleri ağzında korkuyla bizi izliyordu, şoke olmuştu.
Hemen oğlunun üzerine koşup, oğluum ! diye ağıtlar yakmaya başladı. Ben pişman ve ağlak bir şekilde öylece bakıyordum yerde yatan Ebubekir’e, kardeşime..
Hemen o telaşla cebimden telefonu çıkarıp ambulansı aramak istemiştim, ama telefonu cebimde bulamadım.
Telefon evde kalmıştı, o sırada annesi kin dolu gözlerle gözlerime baktı. Ve ayağa kalkıp, yakama sarıldı.
Korkmuş gözlerimle, kin dolu telaşlı gözlerine bakıyordum.
– “Ne yaptın oğluma !” diye çığlık atmaya başladı, “Herşeyi anlatıcam, lütfen!” diye bağırarak ellerini yakamdan çekip Elif teyzeyi ittirmek zorunda kaldım, ellerinden kurtulduktan sonra koşup evlerindeki ev telefonundan ambulansı aradım…
Tümünü Göster