+8
Bacaklarımı sürekli titretip duruyordum farkında olmadan, annem veya babam uyarıyordu bacağımı titrettiğimi görünce. Sürekli gergindim, ister istemez insan bir yandan ölmek istiyor. Bir yandan da ölüm korkusunu yaşıyorsun.
Akşama doğru karnım açıkmıştı, evde makarna vardı. Az biraz makarnadan yiyip, içeri geçtim. Televizyonu izliyordum, o sırada yine aynı şeyler oluyordu. Kalp çarpıntım yine artmıştı, evde bilekten ölçülen bir tansiyon aleti vardı. Onu alıp koluma taktım, tansiyonuma baktım. Tansiyonum yükselmiş, 16'ya 10. Ki bu yüksek bir rakam, başıma yine ağrılar saplanmaya başladı. Anneme birşey söylemeden çıktım evden, Atakan'ı aradım, kanka çık kapının önüne acile gidelim dedim. Ben yine kötü hissediyorum. Oda benimle çıktı, dolmuşa binip acile gittik.
Acile vardığımız da, yine kapıda ki hemşireye olanları anlattım. Geçen sefer ki aynı doktora denk gelmiştim. Beni görünce gülümsedi, anlattım şikayetimi. Kalp çarpıntım var yine, tansiyonum falan ölçüldü ve tansiyonum acilde normal halindeydi, doktor EKG'ye aldı beni. Grafik de normal çıktı.
-
Doktor: Oğlum senin birşeyin yok, yine de kan tahlilini aldıracam. Bir saate tekrar gelin, öyle gidersin.
-
Ben: Hocam nasıl yok? Ben hergün böyleyim kendimi çok kötü hissediyorum.
-
Doktor: Sen geçen kardiyoloğa gitmedin mi?
-
Ben: Gittim hocam.
-
Doktor: Ne dedi?
-
Ben: O da sizin gibi, birşeyiniz yok dedi.
-
Doktor: Bir doktor ismi verdi, Feyza hanıma git birde dedi. Eğer yine birşeyin çıkmassa pgibiyatri'ye git. Kesin git.
-
Ben: Tamam hocam sağolun.
-
1 saat Atakan'la hastane'nin orada takıldıktan sonra, kan tahlillerimi almak için gittim. Birşey çıkmadı yine. Artık delirecektim. Hasta falan değilim, ama bunları yaşıyorum. Hastalığım varsa, adı konsun istiyordum. Eve geldiğim de annem bana kızdı. Niye söylemiyorsun gittiğini diye çekişmişti. Birşeyim yokmuş zaten anne diyip, konuyu kapattım.
Ertesi güne hastaneye gitmedim,