Neyse devam ediyorum.
Nereye gidiyoruz diye merak içindeyim. Takip ediyorum. Beni çekiştiriyor falan. Bizim şehrin tam ortasından bir dere geçiyor. ikiye ayırıyor şehri. 2 tarafın birbiriyle hiç alakası yok herneyse dağıtmayayım. Dere dediğim de yine genişliği var biraz ama derinliği yok. Ne zamandır o taraflara gitmiyordum beni oraya zütürdü. Bir baktım dereye gemi tarzı birşey yapmışlar restaurant sanırım. Görünce şaşırdım ilkten.
Merdiven yapmışlar içeriye girmek için. Oradan girdik biz de. içeriye geçtik. Dereye döndük sanki denizmiş gibi. Bizdeki de kafa ya.
Denizin verdiği huzuru vermese de o dere, bana o huzurdan fazlasını veren varken yanımda, denizi aramıyordum zaten.
Derken kahve söylemiştik onlar geldi.
"
Çabucak içme falına bakıcam" dedi. "
Hemen içince bakılmaz"
"
Ne alaka hem bunda telve var mı ki?" dedim.
"
Boşver sen telveyi ben bakarım" dedi. içimden nasıl gülüyorum zor tuttum kendimi dışa vurmamak için. Telvesiz fal bakacakmış. Hoş ben öyle fala da inanmıyor da zaten. O öyle deyince akışına verdim.
Ben kahve içmeyi bıraktım bunu izliyorum nasıl içiyor diye.
içerken gözünü kaydırdı bana. Fincan ağzında yüzünü kapatıyor. Ama gözlerinin bana baktığını görebiliyorum.
indirdi fincanı "
Soğuycak içsene" dedi uzatarak.
Neyse aldık kahveleri güya uzağa dalarmış gibi yapıyoruz sol elim omzunda sağ elimde kahve bir yandan sıkıca tutuyorum onu bir yandan kahveyi içiyorum. Bıraktı kahveyi şarkı mırıldanıyor. Ne dediğini de anlamıyorum. Anlamaya çalıştım biraz ama yine beceremedim.
Türkçeye de benzemiyordu söylediği şey.
"
Ne mırıldanıyorsun öyle" dedim.
"
Hıh" dedi. Dalan birine birşey söylersiniz hani sersemler ve size bakar aynı öyle. "
Hiiç
"
Ne hiç, duydum ama birşey söylüyordun şarkı gibi" dedim. "
Neyce o hem?"
"
Bir dizi izliyordum ordan ağzıma dolandı. Okunuşunu ezberledim sadece" dedi.
"
Ne dizisi ?" dedim
"
Kill me heal me" dedi.
Daha önce hiç duymamıştım neydi ki bu?
"
O ne dizisi öyle ?" dedim.
"
Bir adamın pgibolojik bir hastalığı var dizi bunu anlatıyor romantik bir dizi" dedi.
"
Şarkı ne alaka?" dedim.
"
Dizide çalıyor ara sıra" dedi.
Aklımda hala neyce olduğu vardı kafayı bozmuştum cevabını alacaktım.
"
Neyce peki?"
"
Korece" dedi. Kore dizisi miydi yoksa?
"
Yoksa sen de mi o kore dizisi izleyip aay şuna bak falan diyenlerdensin" dedim.
"
Yok ben sadece herşeyi azıcık denemiş biriyim onu da bir arkadaşımdan duymuştum beni kore dizilerine başlatmayı düşünüyordu da" dedi ve şarkıyı söylemeye başladı.
Abi o dil bu kızın ağzına ne güzel de yakışmıştı ya. Okadar tatlıydı ki onu söylerken. Ağzının içine düşecektim az daha yaklaşarak baksam..
O şarkıyı da hala dinliyorum. Tıpkı onun gibi ben de okunuşunu ezberledim sayılır. Onun gibi söyleyemiyorum tabi ben söylerken komik kalıyor.
Bi yane subon gat tu bi mariya
Nayçan mani piyona get dana
Naydam sehuko du somo bos sono do bane kan dona cana
ido bana şiga ne şugat dil
Nego bana sara ne kuyah dil
Sah sedigo ho diyoti çek do fegu ma naman cana
Amıvo dı morin şenugo da soni çapko ve de kü giya poni çi
Orıtero tego vat dene mando tegone mino tuget çi
Vassonagaşipo nalun çene guttune so
Nugunale gone ço ih sahsoro gade kane yo ko suget so
Kemul dare ba handırın
Ba nacin muta no yal musubi
Çan dı narugen yupo maso
Şehü dil maçuko
Sarıl gesa sah geda di bahsorika noh ah em nida
Meh i get gayat ül ya honda bana de hindın da..
https://www.youtube.com/watch?v=ya0nm7unMQo