/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 101.
    +12
    Bir yandan pişmandım bir yandan üzülüyordum. Keşkeler arasında boğuluyordum. Ama onu kaybetmeye hiç niyetim yoktu. Şansımı zorlayacaktım. Eğer başaramazsam bu dünya gözüyle 1 günü daha kaldıracak halim yoktu.

    Otobüs hiç aklıma gelmedi o kafayla bildiğin koşuyorum ben. Daha önce söylemedim benim astımım da var alerjik. Ota taka alerjim var alerjim tutunca astımım da artıyor falan herneyse. Koşarken astım beni zorluyor nefes nefese kalıyorum ama o kafayla umrumda degıl tabi 10 dakika aralıksız koştum. yolu baya baya yarıladım sayılır. gözlerim karardı yanlamaya başladım ve yerdeyim. Şimdi olmaz dedim gidecektim vaktinde yetişmeliydim oraya. Kalktım hafiften yürümeye başladım. Nefes alırken sanki çim kokusu geliyordu ciğerlerimden kanla karışık. Boğazımda ve ciğerlerimde sogukluk hissettim aynı zamanda çok zorlanıyordum nefes alırken. Sanki daraağacında sallanıyorum da son son nefes alıp veriyorum. Bir 5 dakika sonra giderek azaldı rahatsızlığım ve benim o son duraktan önce ugramam gereken yerler vardı. Ucuzluk mağazaları olur onlardan birine girdim 2-3 birşey alıp çıktım. Ardından başka biryere girdim 1 poşetle oradan da çıktım. Son durağa doğru gidiyorum. Astımın beni iyice zorlamasına rağmen yılmıyorum. Son bir gayretle sonunda varmıştım oraya. Güneşe baktım batmasına fazla kalmamıştı. Evlerinin arkasındaydı güneş. Görünmemesine rağmen tam istediğim gibiydi. Tezgahı kurup ;
    "Begüm !" diye bağırdım. Tülün arkasından bakıyordu görmüştüm ama yüzü seçilmiyordu. Sonra içeriye girdi sanırım kayboldu. Birdaha aynı şekilde bağırdım yine tülün arkasından gözüktü ve gitti. Üçüncüye bağırdım en son balkondan çıktı. Gözleri şişmişti. Kıpkırmızıydı heryeri. içim burkuldu. Çok canım yandı o an. Kendime birkez daha küfrettim içimden.
    "Ne var?" dedi sesi gidip geliyordu. Biraz kısık çıkmıştı.
    "Sen şuan görmüyorsun arkandaki güneşi tam ufukta. Battı batıcak. Güneşin etrafı kırmızılaşmış. Kırmızı. Beni ölüme zütüren de o renk olacak dedim.
    ikimiz de birbirimize mal mal bakıyorduk. Söylediklerimden bir anlam çıkaramamıştı sanırım.

    ilk girdiğim dükkandan aldığım meyve bıçağını çıkardım. Gözleri biraz büyüdü. Daha sonra diğer dükkandan aldığım poşet dolusu şeyi çıkardım. Komik gelebilir biliyorum ama o poşet ağzına kadar Domates ile doluydu. Çıkardım bir domatesi bıçakla kese kese yedim. Heryerim domates suyu olmuştu. Begüm hala beni seyrediyordu. Hatta oturdu izliyor. Anlam veremiyor yaptığıma. ikinci domatesi çıkardım onu da bitirdim. Ağlıyorum bir yandan. Göz yaşlarım domates sularıyla karışmış bir şekilde soytarı gibi duruyorum oturuyorum orda. Üçüncü gitti, dördüncü gitti derken mevzuya girdiğimizi farkettim. Beşinci ve son olan domatesi aldım elime ve Begüm'e Bağırdım
    "Seni Seviyorum" Evet sonunda söylemiştim ona canlı canlı. Onu sevdiğimi söylemiştim ama artık çok geçti herşey bitmişti benim için planladığım şey olmazsa cidden gibi tutmuştum. Domatesi yedim ve devam ettim "Hem de çok..

    Not: Bu partta biraz muallaklik yapayım dedim bazı ayrıntıları vermedim diğer partta vericem bu part şuan saçma gelebilir ama ayrıntıyı verdikten sonra anlayacaksınız domates mevzusunu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Şuan beyin mıncıklaması geciriyorum
      ···
   tümünü göster