Neyse gel zaman git zaman bu olaylar böyle ilerlerken kalem merakımız zirvedeydi artık ikimizde 3 tane kalemkutuyla geliyoduk, sıranın heryerini sabah ilk ders bütün kalemlerle kaplıyoduk. Öyle ki en ufak kaymada 15 kalen yere düşüyodu. Ben de binliğine sırayı arada bi oynatıyodum. Kalemler yere düşünce alma bahanesiyle bacaklarının arasına giriyordum. Kalemleri çıkartırken bacaklarını okşuyordum. Bazen güçlü ittirip sıranın önüne geçiyor direk iki bacağının arasına fokusluyordum. Bu azgınlığım fazla olmaya başlamıştı. Baktım sürtünme olayları ters tepki vermiyor ben de kasıtlı sürttürmeye başladım. Sürekli iç içeydik artık. Derslerde hocayla gözgözeyken ikimizin baldırları arasında mesafe yoktu. Sürtünme olayında bu kızı seven çocuğa yakalanmıştık sadece çocuk da beni dövdürmüştü. Bi de arkamızda bi kız vardı Şeyma diye bu her şeyi görecek açıdaydı fakat kız kimseye hiçbir şey söylemiyordu. Helallik kızmış. Sıra arkadaşımın adı Aysuydu bu arada.