+10
Tam o sırada kapı çaprtı, yerimden hopladım amk. Leyla korktun mu diye güldü, gelende annemdi. Karnınız aç mı diye, sordu. Leyla ben aç değilim teyzecim çok teşekkür ederim. sonra Leyla ile yerden kalktık, Leyla'ya lütfen gitme anlatmaya devam et dedim. Sonra anlatırım, şimdi boşver dedi. Ben ısrarla sordum tekrar hala yaşıyor musun bunları? Oda evet diyip geçiştirdi, annem evde diye anlatmayı kesmişti.
Gidecem diye tutturunca ona çay yaptığımı içmeden göndermeyeceğimi söyledim, adet yerini bulsun diye. Salona geçtik televizyonu açıp izlemeye başladık. Ben mal mal ekrana kitlenmiştim, annemde içeri de bulaşıkları yıkıyordu. Birden bana sarılıp iyi ki varsın dedi. Beş dakika öyle sarılıp kafasını yasladı. O sarılmaya devam ettikce, kalp krizi geçiriyorum sanki, annem içeri geldi sonra dibimize oturdu. Leyla ile sohbet etmeye başladı, bi yarım saat daha sohbet ettikden sonra Leyla'yı durağa kadar bıraktım. Otobüs gelesiye kadar biraz konuştuk.
Ben: Hala benden nefret falan ediyor musun? Çünkü yarın bir gün yine benimle konuşmamazlık yaparsan eğer çıldırırım!
-
Leyla: Hayır, seni üzmek istemiyorum artık.
-
Ben: Leyla bu yaşadıkların pgibolojik bence, kafana takma böyle şeyleri. Başka şeyler düşün, güzel şeyler düşün, kendini sıkma.
-
Leyla: Bu kadar emin konuşma lütfen.
Bende üstelemedim orada, otobüs gelmeden önce cesaretimi toplayıp Leyla'yı alnından öptüm, sarıldım. Yarın görüşürüz dedim. Oda biraz afalladı, benden böyle birşey beklemiyordu. Çünkü ilk defa hiç bir tak olmadan, onu ilk kez öpmüştüm.