+9
Bir döngüye hapsolmuş durumdasınız: bağımlılık döngüsüne. Dopamini "gaz pedalı", düşük sayıdaki reseptörleri ise "fren" olarak düşünün. Daha iyi hissetmek için dopamin pedalına bastıkça, beyniniz de dopamin reseptörlerini azaltarak frene basıyor.
Beyniniz böylece sürekli bağımlılığınızın alemini yapmak istiyor. Bence beyniniz en azından yiyecek ve ciks alemi yapmak istiyor. Sebebini birazdan göreceğiz.
Son araştırmalar göstermiştir ki aşırı uyarıcı yiyeceklerin fazla tüketimi uyuşturu bağımlılarındakine benzer beyin değişikliklerine sebebiyet vermektedir. Özellikle, dopamin reseptörlerindeki düşüşte. Birazdan bu deneyin detaylarını vereceğim - ve dikkat ederseniz bunu bir doğal destekleyici ile yapıyorlar - uyuşturucu ile değil:
Sıradan fare yiyecekleri yerine, farelere kafeterya yiyecekleri verildi: sınırsız sosis, cheesecake, şekerleme, domuz pastırması ve DingDong lar. Dopamin reseptörleri bir kaç gün içinde aniden düştü. Ve çöküverdiler. Fareler obez olmuştu.
Aynı deneyde, diğer fareleri "kafeterya" diyetine sadece bir saat maruz bıraktılar. Onlarda beyin değişikliği olmadı... en azından deney süresi boyunca.
Yani sınırsız erişim ve aşırı tüketim beyin değişikliklerine sebebiyet verdi. Bunların ikisi de internet bağımlılığında mevcut.
Son bir kaç ayda, insanlar üzerinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki şişmanlatıcı yiyeceklerin aşırı tüketimi beyinde zevk tepkisinin uyuşmasına sebep olmaktadır. Buna bakarak söyleyebiliriz ki eğer abur cuburların buna yol açtığı kanıtlandıysa, internetin aşırı kullanımı böyle bir şeye sebebiyet vermeyecektir demek çok akıllıca bir yaklaşım olmayacaktır. Video oyunu ve kumar bağımlılarının beyinleri üzerindeki araştırmalar da dopamin reseptörlerinde azalmaların olduğunu göstermiştir.
Esas husus: doğal destekleyiciler uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişikliklerine yol açabilmektedir. Aşırı tüketim uyuşmuş bir zevk tepkisine yol açmakta, ve bu da tatminsizlik ve arzuya sebebiyet vermektedir. Peki bu obez fareler eski yiyeceklerine geri döndürüldüğünde ne oldu? iki şey: ilkin zoraki yediler, normal yiyeceklerle büyütülmüş olmalarına rağmen. Belki de onlara sıkıcı geliyordu, yeterince uyarılmıyorlardı. Bir başka deyişle tatmin olmuyorlardı. Bunlar aşırı ferre kullananların sıklıkla söyledikleri ile paralellik gösteriyor:
1. Eski ferre artık "sıkıcı", ya da yeterince uyarmıyor.
2. ferre zevkleri zamanla değişiyor - kimi zaman ürkütücü biçimde.
Bu iki değişim daha çok uyarılma için duyulan arzudan kaynaklanıyor (tatminsizlik).
Farelere olan ikinci şey - ya da olmayan şey - normal yiyeceklerine döndükten iki hafta sonra, dopamin reseptörleri hala eski seviyesine gelememişti (Deneyin bittiği zaman.) Bu fenomeni bir de farelere kokain vererek karşılaştıralım. Dopamin seviyeleri iki günde eski haline döndü. Bu garip. Kokain, elbette ki, daha fazla dopamin salgılatıyor. Peki bu azalış neden kokaine nazaran yiyecekte daha uzun sürüyor?
Sanırım burada bir çeşit genetik program devreye giriyor. Bu bir "alem mekanizması" olarak düşünüyorum. Bu mekanizma dopamin reseptörlerinin düşmesi ile devreye giriyor. Bunun olmasının bir sebebi olduğunu düşünüyorum. "Alem mekanizması" doğanın doymuşluk ya da tatminlik hissinin ("yeterince aldım" hissi) doğa tarafından zorlanmasının bir yolu. Bence bu hem yiyecek hem ciks için geçerli.
Kimi zaman bu "Ben tamamım." hissinin zorlanmasının gerçek bir evrimel avantajı olabilir. Tek seferde yirmi poundluk bir avı istifleyen kurtları, ya da ayıların kış uykusundan önce kendisini somonla tıka basa doyurmasını düşünün. Ya da atalarımızın kış için bir kaç pound fazladan almasını.
Ya da çiftleşme dönemlerini - hamile bırakılacak bir haremle karşılaşıldığında? Elbetteki burada bunun bir avantajı vardır. Memeliler için, böle fırsatlar nadirdi, ve çabucak geçerlerdi. Yani limbik sisteminiz diyor ki, "Hazır bulmuşken zütür!"
Tümünü Göster