-
26.
+9Nihayet morga geldik, gittiğimiz hastaneyi mesaj olarak atmak iyi bir fikir olmalıydı sahiden, adının Füsun olduğunu oğrendiğim kadın, Levent hocanın eşi oradaydı.
Sedye kapıya yaklaştıkça Füsunun gözlerinde ölüyü görmekten çok ölümü görme korkusunun olduğunu fark ediyordum, yıllarını geçirdiği anılarını depoladığı o hayat, sonunda ait olduğu yere dönmüştü. Ressamın resimlerinin yanması, müzisyenin sağır olması, hayat arkadaşının ölmesi, hemen hemen aynı olmalıydı. Ben bu durumda bir yabancı ve son görüşülen kişi olarak ne yapabilirdim, hem daha çocuk sayılırdım.
Levent aç gözlerini lütfen, lütfen aç gözlerini..
Teşhisini bitirdikten sonra çıktı, ağlaya ağlaya yanıma oturdu, tüm olayları benden tekrar dinledi..
- Nasıl oldu bütün bunlar ?
- Muhabbet ede ede yoldan geçiyorduk, arabayı fark ettiğimizde ise çok geç kalmıştık.
- Son sözleri ne oldu Leventin, bilmem gereken birşey söyledi mi ?
- Sizi çok sevdiğini ve laboratuvarını okula bağışladığını söyledi. Sanırım birbirimize yardım etmemiz gerekecek.
- Levent için yaptıklarına minnettarım, ne zaman istersen arayabilirsin.
Dedi ağlamaklı bir ses tonuyla..
- Önemi yok, ben dahil tüm öğrencileri severdi kendisini. Sizin için de geçerli hepsi. Adınızı öğrenebilirmiyim rica etsem.
- Füsun..
başlık yok! burası bom boş!