Yol boyu ne yapsam da bu fırat biniyle aylinden kurtulsam diye düşündüm ancak birşey bulamadan Fıratın yol boyunca överek kafamızı şişirdiği cafeye ulaşmıştık. Yer denize nazır, nezih bir yer gibi gözüküyordu. Arabayı valeye bırakıp içeri doğru yöneldik. içerisi oldukça ferahtı, bize doğru yaklaşan bir garson sigara, nargile içip içmediğimi içiyorsa yukardaki terasa geçebileceğimizi söyledi. Fırat da terasın daha da havadar olduğunu söyleyince oraya doğru yollandık. Terasta boğazı iyi gören bir yere geçtik. Garson menüleri getirip yanımızdan ayrıldı, bu arada Fırat bir sigara yakmıştı bile, kızlara ve bana da sordu içmek ister miyiz diye Aylin ve Alev hemen birer dal yaktılar. Bense kullanmadığı mı söylerek reddettim. Hepimiz yemek ve yanında içecek olarak bira söylerek garsonu yolladık. Ardından geçen 3-4 saatte birbirimizle kaynaşmıştık bile. Hesabı istedik, yeni tanıştığımız için alman usulü bir şekilde hallettik. Arabaya doğru geçerken Alev koluma girmişti bile...