+1
Bizim yurtta hemşirelik okuyan Kerime adında bir arkadaşımızda vardı. Dersleri ağır olduğu için sürekli çalışırdı. Yine aynı gece Kerime odasında ders çalışıyordu. Arkadaşları uyuduğu için ışığı kapatmış camın kenarındaki yatağa geçip sokaktan gelen ışıkla ders çalışmaya başlamış. Aslında bir etüt odamız vardı ama yatarım birazdan diye hiç oraya gitmemiş o gece. Onun odası da benim odamın iki solunda kalıyordu. Buradan sonrasını Kerime bize kendisi anlatmıştı. Ders çalışırken sırtını yatağın ayak tarafında yatağa bitişik halde olan dolaba yaslamış. Sonra dolaptan mı duvardan mı tam anlayamadığı bir ses duymuş. Tıpkı birisi yumruk atıyor gibi… Kerime dolaba daha da yaslanıp içinden mi geliyor acaba diye dinlemiş. Ama kulağını yaslar yaslamaz daha şiddetli bir sesle korkudan yatağından fırlamış. Ses dolaptan değil duvardan geliyormuş. Bizim pansiyon 3. kattaydı. Bir insanın vurması imkansızdı. Kapıcının oğlu sürekli taş atardı, bağırıp çağırırdı ama bu ilk kez oluyordu. Kerime duvarı dinlemek için yaklaşmış duvara. Ama iki defa art arda yine aynı sesi duymuş. Duvar binanın dış cephesiydi. Sesin her hangi bir odadan gelmesi de olanaksızdı. Kerime korkup bağırmaya başlamış ve oda arkadaşları uyanmış. Onlar da ne olduğunu anlamayıp bağırmaya ve ağlamaya başlamışlar. Biz seslerini duyup uyandık ve hemen odalarına koştuk. Yurtta ki yaşça en büyük öğrenci bendim. Alt sınıflarım bana abla derdi. Biz odaya girince Kerime ve arkadaşları koşarak bizim yanımıza geldiler. O kadar korkmuş görünüyorlardı ki neler olup bitiğini anlatamadılar bile. Onları konuk odasına zütürüp su verdik. iyice sakinleşince Kerime, abla birisi duvarı yumrukluyordu dedi. Bende sakince, belki odadaki kızlardan birisi uyurken bacağını ya da kolunu duvara çarpmıştır dedim. Mantıklı bir açıklama gibi görünüyordu. Ama sesin geldiği duvarın dibinde sadece Kerime’nin yatağı vardı.