Elif kalktı yataktan. Kapıyı açtı. Kapida bi tane dede vardı. Dede "Y"

Y:Kizim sizin sulariniz kegib mi?
E:Bakiyim dede
E:Hayır kegib değil
Y:Tamam sağol.

Sonra Elif tekrar yatağa geldi.Ama sevişmeyi birakip göğsüme yattı. Konusa konusa uyuyakaldik.O anlatti,ben anlattim. Elif farklı geliyodu. Cunku işim olmadığı için beni yargilamiyodu. Serpil bazen aklıma geliyodu.Ama bazen ve hemen Elifi düşününce yok oluyodu.

Ertesi sabah uyandigimda Elif işe gitmişti.Ben de bi çay koyup kahvaltı ettim. Disari ciktim.Tam bi dükkanın önünden geçerken "Garson araniyor" yazisini gördüm.Bi kaç garsonluk tecrubem vardı. Iceri girdim adamla konuştum. Yarim sabah gel başla dedi.

Çok sevindim. Simdi arabayi yokuş yukarı cikarabilirdim. Yavas yavas taşları yerine otutturabilirdim.Hem çalıştığım yerde güzeldi. Elifede yardım eder onla omuz omuza verir hayatın üstesinden gelebilirdik. Elife haberi vermek için sabirsizlandim.Ona çok ihtiyacım vardı.Bi cafeye gittim. Aksama kadar oturdum. Aksam Elife gittim. Caldim caldim ama kapiyi açan kimse yoktu.Çok merak ettim. Numarasini da almamistim. Sahilde karşılaştığımız yer geldi aklıma. Hizli adımlarla oraya gittim ve Elif denizin hemen başında ki kiyida ayaktaydi ve bu gece benim için cok kara olucaktı.

B:Elif?
Elif:Yaklaşma (ağlayarak)