+11
Sabah uyandigimizda babama babaanneme odayi sormasini istedim. Babam benim yanimda sordu ve babaannem misafir var o odada misafir diyerek gecistirdi. Kahvaltida dunki corba gibiydi fakat umursamadan yedim, karnimi doyurdum. Babam ve annemle sehir merkezine indik, bir iki tarihi yer inceledik gezi rehberi falan aldık işte böyle bot turları falan sonra şato uzak olduğu için bu gece şehir içinde kalalım yarın bot turundan sonra döneriz dedik ve bir oda tuttuk. O kasvetli mekana girmeyeceğimiz için çok mutluydum fakat gelin görün ki o mekan benim rüyama girdi. Hani böyle rüyadan uyanırsınız, rüya gördüğünüzü hatırlarsınız ama ne gördüğünüzü hatırlamazsınız ya, hemen hemen öyle bir şey. Hatırladığım tek şey o lanet kapının kağıt gibi büküldüğüydü. Sanki arkadam biri koçbaşı ile vuruyormuş gibi falat kağıda vuruyormuş. Kapı ileri doğru bükülüp geri geliyordu falat menteşeler hiç oynamadı.
Uyandığımda hatırladıklarım bunlardı. O sabah iyi bir kahvaltı yaptık ama hiçbir yemeğin tadı o şatodaki gibi değildi. Bot turu falan filan derken gene o kasvetli şatoya düştü yolumuz. Gece yarısı dönemeçli vadi yollarından geçiyorduk. Hani böyle aşağıda orman olur, diğer tarafında kayalık. Öyle bir yoldq gece yarısı gidiyoruz. Bazen üstümüze bir kaç parça taş düşüyor tavadan çat çat ses geliyordu fakat yolda herhangi bir şey olmadı. Ben genede o şatoya gitmemeiz için bir şeylerin gerçekleştiğini düşünüyordum. Geldik ve babam kapıyı çaldı. Bende mayoların olduğu çantayı büyük bahçede duran arabadan alıp eve doğru yürüyordum. Geldiğimde kapı hala açılmamıştı fakat üst kattaki odalardan birinin ışığı yanıyordu. Babam bir kaç kere daha zile bastıktan sonra o cama taş atmaya karar verdi. Babam camı söylediğinde ve kafamı kaldırdığımda kolsuz kapının olduğu odanın camlarının olmadığını gördüm. Gerçekten tırstım. Nasıl bir misafir her şekilde kapalı olan bir odada kalabilirdi?