1. 1.
    +2
    bir hanımefendi diyor ki ;
    1919 yılı idi. istanbul baştam aşağı ingilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim.Nişanlandık onu seviyordum. Mutlu bir yuva kurma hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor,ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı.(Ayşe'nin nişanlısı avukat değilmiş ipsizin biriymiş cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş.)dediler alt üst oldum Babam, zütürdü uzaktan izledik gerçektende tabut taşıyordu. Yıkıldım nişanı attım ve ayrıldık. Aradan 5 yıl geçti ve başkasıyla evlenmiştim ve birde çocuğum vardı 1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü ve Beyoğlunda rastladım ona oğlum yanımdaydı, beni görünce titredi ve ceketini düğmeledi .Saygı göstererek durdu önümde .vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim, dedi. olu , dedim.Bir büroya girdik ve burası avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu. içeride yardımcıları çalışıyordu.siz gerçekten avukatmısınız dedim.

    -evet dedi
    =peki avukatsınız da neden cami önlerınde tabut taşıyorsunuz dedim ?

    Durdu, başı öne eğildi. Beni affedin, dedi.istanbul işgal altındaydı .Her taraf ingiliz askeri kaynıyordu. Herşeyi didik didik arıyorlardı. Bizde anadoluya ,milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarda silah kaçırıyorduk.Bu ülke için hayati bir işti .Bunu size bile söyleyemezdim...

    Özet=Bu vatanı canlarını ve Aşklarını feda edebilenlere borçluyuz. kardeşlerim size sesleniyorum tabi ırkçılık yapıcam ki aşkını canını feda eden atalarım için bu ülkeyi dış kuvvetlere yar etmem ettirmem.
    ···
   tümünü göster