+3
derya: denizin daha güzel ve daha kevaşe olanı. buna hayat gibtirilebilir aslında.
ben mahide ye bakarken deniz yüksek sesle "oğlum şaşı olacaksın lan züt mü görmedin " diyor.
yanında ki şişmanlı zayıflı kızlar gülüyor. cemil uyuyor. mahide bana bakıp sinirli bir bakış atıyor.
cemil uyuyor. benim yüzüm kıpkırmızı oluyor. cemil bini hala uyuyor. tembel züt.
acayip utanmış vaziyette gözlerimi tahtaya dikiyorum. dediğim gibi miyop olduğum için bir şey
göremiyorum. ama rezil olmuş durumdayım. bahar hafiften kafasını bizim sıraya çevirmiş
vaziyette "kızım sen de vücut taş he" diyor mahide ye. mahide de yavşakça bir sırıtma. furkan
dürtüp "buldum aga scholes" diyor. bravo diyorum. ardından zil çalıyor. deniz kevaşesinin yanına
gidiyorum.
denizin yanında derya ver normal olarak.
- senin zorun ne lan
+oğlum göz muayenesi gibi düşün. gözlerini kurtardım.
-sen boşuna terkedilmiyorsun ağır kevaşesin. (çok terkedilip ağlar bu)
+düzgün konuş.
-düzgün mü konuşayım? her konuda yamuk seversin sen.. (anldıbını hala düşünüyorum)
ama kız nasıl anladıysa ağlayarak gitti. derya da peşinden. ben de sıraya geçtim. cemil bu arada
hala uyuyordu. bu herifin sevgi koyayım.
ders zili çalmadan önce deniz yanıma gelip sırıtarak "çıkışta hemen gitme konuşalım" dedim. olur
dedim. midenizde tuhaf bir kasılma olur ya korktuğunuzda işte ondan oldu. sanırım çıkışta bir
taklara bulanacağım dedim. ardından rahat takınmak için furkanın kadrosuna baktım. gerizekalı
forvete inzaghiyi almıştı. futbol bilgisini gibeyim adam 50 yaşındaydı.
son ders saatinde benim içimde yarak var. evet evet bildiğiniz den. oturmuş içime bekliyor. nasıl
bir pgibolojik travma geçiriyorum siz düşünün.