+19
iskenderuna yakın bir yerde denizcilerde oturuyordu halamlar. Halamların yanına gidiyorduk ve arabayla giderken gökyüzünün boğucu bir rengi vardı. Halamın oraya vardığımızda bizi içeri davet etti. Hoca birazdan gelir çağırdım dedi. Biz de hocanın yanına gideceğimizi biliyorduk dedik. Yok o çalışıyor şu an buraya gelir birazdan dedi. Bizimkiler otururken halamın oğluna olanları anlattım. O da tuhaflaşmıştı. Bak papyonlutavuk bu Asım hoca bunu çözer kafaya takma sen dedi. Ben de inşallah diyip hocayı beklemeye başladık. Hoca içeri girdi. Normalde bir hocanın sakalı felan olur ya bu hoca da sakal felan yoktu. Hoca olanları dinledi bizimkilerden. Daha sonra halamları dışarı aldı. Biz üçümüz annem babam ben. Hocanın yanında duruyorduk. Hoca bir su istedi. Bizimkiler suyu getirdi. Sürahi vardı sürahinin içine bir şeyler yazdı hoca arapça . Bizimkilere içirdi. Hoca bana da iç dedi. Beyler size yemin ederim suyu içtikten sonra içim buz gibi oldu titremeye başladım. Sonra hoca kağıda arapça bir şeyler yazdı. Sürekli kağıda bakıyordu. Baş parmağını çenesine zütürdü ve bize bir takım sorular sormaya başladı.