+813
-115
biz istanbul'da pek de nezih olmayan bir semtte, dört katlı bir binanın üçüncü katında oturan orta halli, mahallede daha önce ne kavgası ne de gürültüsü olmuş sevilip sayılan bir aileyiz. ne kimseye borcumuz vardır ne kimseyle husumetimiz.
babam geçen sene bu zamanlarda vefat etti allah rahmet eylesin. evin reisi olarak ben kaldım. ben de 26 yaşında bir süpermarkette reyon görevlisi olarak çalışan bir panpanızım. ev kendimizin, maaş ailemize yetiyor çok şükür.
annem zaten yaşlı ama bize çok düşkün. ben işten kardeşim okuldan geldiğinde yemeğimiz hazır olur. gece gelir üstümüzü örter. bizimle şakalaşır, genç gibi olmaya çalışır benim yaşlı canım annem. allah ondan razı olsun.
kardeşim de bir sağlık meslek lisesinde 3. sınıfta okuyan 16 yaşında bir kız. allah var, ne whatsapp kullanır, ne facebook kullanır, ne o diğer kızların sürekli yarı çıplak fotoğraflarını attığı özenti programları kullanır. bunları hep saçma bulur ki haklı da. bu yönüyle hep takdir ettim onu. bak bir de allah var büyüynce güzel bir kız olacak. allah gelinliğiyle bu evden çıkmayı nasip etsin ona. hayırlı bir eş nasip etsin ama önce okulu. kendisi de bu düşünce de zaten. hep ders çalışıyor. öyle erkeklerle falan pek muhattap değil ve zaten sınıfında da hiç erkek yok.
benim izin günüm hafta içi. sabah annem 07:30'da bizi kaldırdı ailecek kahvaltı yapmak için. kardeşim hazırlanmış okula gidecek. biz üniversiteyi bıraktık 2. sınıfta maddi durumlardan okuyamadık o okusun bari. bir şeyler olsun. neyse, ben annem ve kardeşim güzel bir kahvaltı yaptık. canım anam yine güzel bir kahvaltı hazırlamış. ellerine sağlık. kardeşim önce annemi sonra beni öptü sonra da kapıya doğru yöneldi. biz de ona kapıya kadar eşil ettik. flo'dan aldığı 35 liralık beyaz ayakkabılarını giydi, hiç de marka takıntısı değildir kardeşim. bize yük de olmuyor. staj'dan aldığı parayı falan biriktiriyor.
o çıktı annem sofrayı toplamaya başladı. biz hala yer sofrasında yeriz yemeği masada yiyemiyoruz alışkanlık işte. ben siniyi zütürdüm mutfağa annem de arkamdan sofra bezini topladı geldi. bulaşıkları hazırlamaya başladı işte peynirdir zeytindir dolabaya yerleştirmeye başladı. ben de o arada bir balkona çıkayım hava alayım dedim. anneme de anne çayı ısıt da senle beraber bir balkonda çay içelim dedim. çayımızı içtik. havalar da ısındı balkon güzeldi.
birkaç saat sonra çıktım dışarı. işierimi hallettim kendime gömlek falan aldım. geri eve geldim. annem dedi " aç mısın oğlum yemek hazırlayayım mı?", "yok anne dışarıda yedim ben" dedim. "sen hele bir kahve yap da kahve içelim balkonda" dedim. o da "tamam oğlum" dedi.
kahveleri aldı bakona geldi. oturduk havadan sudan akrabalardan sohbet ederken, "kardeşin nerde kaldı ki oğlum" dedi. ben de "iş çıkış saati anne merak etme gelir şimdi" dedim ayağa kalktım elimde kahve, yola baktım zaten kardeşim göründü. "aha geldi kızın bak" dedim. o da gördü derken bir baktım yanında kara mara yarım kollu gömlekli siyah çok cepli pantolonlu sakallı 25 yaşlarında 1.80 boylarında biri. kardeimle konuşuyor. dedim acaba bir şey mi soruyor falan uzaktan kardeşimin surat ifadesini de seçemiyorum ki tam o sırada kardeşim çantasını kaldırdı buna salladı. bu çekildi güldü kardeşimin yanağını sıktı.
ben bir hışımla çıktım evden. merdivenleri kaçar kaçar indiğimi bilmiyorum. birkaç kere de ayağım kaydı düşüyordum. hemen geldim kardeşimin yanına bir baktım suriyeli. bana diyor "sen bunun ağabey" falan. dedim "he ağabey" bir koydum kafayı buna. feleğini şaşırdı. burnunu tutarken karnına tekme attım bir tane kardeşim de abi yapma falan filan diyor. bu iyice sendeleyince bir tekme daha koydum karnını tutar vaziyetteyken omuzlarına, yere düştü adi herif.
yerde baldırlarına falan vuruyorum tekmeyle. oralara vurdun mu acısı bir hafta geçmez. yürüyemez zaten. karnıan falan da vuruyorum. ben vururken arkadan boşluğuma bir tekme geldi. allah dedim arkamı bir döndüm aynı buna benzeyen biri daha. ben ona bakarken diğer taraftan da biri vurdu.
kardeşim o sırada çığlık çığlığa ama elinde bir tane eski kamerasız samsung telefonlardan var, polisi arıyor galiba. bu sefer ben yerdeyim ama diğer dövdüğüm suriyeli de yerde.
beni yerde nasıl tekmeliyorlar ama. yerden kalkamıyorum 3-5 kişi varlar yani.
ulan dedim bunlar kürtçe biliyordur. ben de mahallede yıllarca kürtlerle arkadaşlık ettim. delikanlı çocuklardı allah var, kürtçeyi az çok onlar sayesinde öğrendim. yani en azından anlayabiliyorum bazen ne dediklerini. ama bunlar kürt değil araptı. ben üniversitede tarih bıraktım ya ikinci sınıfta, arapça da seçmeli dersimizdi. çok az da olsa, anlamasam da biliyorum yani nasıl konuştuklarını. arapça konuşuyorlardı işte.
neyse yerde tekmelenirken biri polis molis bir şeyler dedi. diğer arkadaşını da kaldırdılar hızlıca uzaklaştılar.
zaman geçti 20-30 dakka sonra polis geldi. ben zaten kalkamadım yerden. kaşım falan yarılmış hep. bacaklarım , kaval kemiği falan çok ağrıyordu. bunları ülkeye alanın ben... tövbe tövbe.
polise de aynı şeyi söyledim zaten. onlar da haklısın kardeşim falan dediler.
hayır yani bu ülkede bacımız, kardeşimiz rahat rahat okula gidemeyecekler mi? bu vatana, millete hayırlı bir evlat olmasın mı yani benim kardeşim? ne güzel evden okula okuldan eve. sırf ders çalışıyor bir yerlere gelebilmek için. biz de onun için uğraşıyoruz. hayır öyle açık saçık da giyinmez. biz onun giyimine karışmadığımız halde kendisi kesinlikle dekolte, dar falan giymez. tayt falan giymez. o kadar okumak istemeyen, aklı fikri erkeklerde fingirdemek olan, parklarda sigara içen ahlaksız kızlar var. ailesinin ilgilenmediği kızlar. onlara da bulaşmasınlar da neden benim kardeşim yani? hay allah'ım ya...
neyse polisler ifade falan aldı. ben bir yerde yatanı tarif ettim diğerlerinin yüzünü seçemedim. kardeşim de onu tarif etti. telaştan birkaç tanesini görmüş zaten esmer sakallı falan filan.
biz kalktık eve gittik. annem ağlıyor. "yadedim ağlama aha kızın gördü içlerinden birkaçını ben daha fena hale getirdim" dedim. baktım susmuyor, bir sinirle anneme de bağırdım. herkeste olmuştur bu tür bağırmalar falan. sonra özür diledim işte. kardeşim de korkmuş başımda bekliyor. korkma polis bulur onları dedim. hayır bilseydim kalabalık olduklarını sopa falan alır öyle çıkardım. neyse dayak yedik artık.
rapor aldım iki gün işe gitmedim. kardeşimi okula ben zütürdüm getirdim iki gün boyunca.
sonra zaten haftasonu kardeşime falan da tatil. "evden çıkma" dedim, "bakkala falan da çabuk git gel" diye tembih ettim.
tabi benim mahalleden arkadaşlarım falan da duymuş olayı. kim bunlar dövelim falan filan. dedim" ilk defa gördüm". "polis bakıyo falan eyvallah" dedim arkadaşlara da teşekkür ettim.
aradan bir hafta ya geçti ya geçmedi, bu yerde tekmelediğim suriyeli. allah dedim hemen arkadaşları aradım. gelin dedim birini buldum. ben iki üç kişi beklerken benim arkadaşlar geldi 20 kişi. dikkat çekmemek için dedim siz gidin köşede oturun falan ben birkaç arkadaşı aldım onların arkadaşı nasıl ebni yerde tekmelediyse biz de bunu tekmelicez. bizim arkadaş buna seslendi. bu arkasını döner dönmez bam güm girişmeye başladık.
"abe vurma" diye ağlıyor yerde. arapça da bir şey söylüyor. bizim arkadaşlardan biri mardinli, arapça da biliyor kürtçe de. o da ona sinirli bir şekilde arapça söyledi. zaten benim kafada o an bir ampül yandı yani.
arkadaşa dedim sor bakayım telefonu falan var mıymış diye. evet varmış hem de hepsinin. arakdaşa türkçe söylüyorum o da ona arapça vurarak sinirli bir şekilde tercüme ediyor. dedim ki arasın birini biri gelsin. önce onu dövelim. arkadaş tercüme etti işte 10 dakkaya gelecekmiş. ilki geldi biz saklandık köşeye. gelir gelmez ben karşısına çıktım üzerime yürüdü. elini cebine attı artık ne çıkaracaksa, arkadaş bunun arkasından tekmeyi bir koydu. kafasına vurmaya başladı hızlı hızlı. o arkasını dönerken ben giriştim. diğer dövdüğümüz eleman da izliyor. bizim diğer arkadaşlar geldi. hepimiz deli gibi girişmeye başladık. 20 kişi bir kişiye herkes vuramıyor ki. bu sefer diğer elemana vurmaya başladılar.
aynı işlemi tekrarladık. bu sefer iki kişi geldiler hiçbir şeyden haberi olmayan eleman da nasibi aldı. eşek sudan gelinceye kadar tenhada, parkta akşam üzeri dövüyoruz bunları.
sonra bir kişi kişi daha geldi onlar beni tekmeleyenler işte. onları dövdük iyice. sonra polise teslim ettik. şikayetçi de olduk.
esnaf falan hep bizim tarafta. ilk onlar bulaştı diye onlar da konuşacak şahitlik yapacaklar mahkemede.
benim arkadaşların bu kadar sinirli olmasının sebebi kardeşime laf atmaları. yani ben anlattım onlar da harbiden delikanlı insanlar aşırı sinirlendiler. nasıl mahallemizin kızına, bacısına laf atarlar diye. benim değil başkasının bacısı olsa ben yine giderdim.
bizim tacizciler yetmiyormuş gibi bir de başımıza suriyeliler çıktı. bir de müslümanlar. lanet olsun sizin gibi müslümanlara da size bu ülkede ekmek verenlere de. boyacılık yapıyorlarmış bin kuruları.
diğer efendi gibi çalışan, kimseye zararı olmayan temiz suriyeli kardeşlerimi de tenzih ederek söylüyorum, kimse yanlış anlamasın.