+1
-1
ünlü bir otobüs firmasının en ön koltuğunda 6 saatlik bir yolculukta tek başıma oturmaktaydım. uyudum, uyandım. bakındım o kadar sıkılmıştım ki...
o sırada şöförle muavin muhabbet etmekteydi. dedim onları dinleyeyim bari.
şöför bursa'dan yola çıkmış bir gece. yolda yaklaşık 8 saat kadarmış. bir tane yaşlı kadın binmiş, kedisinide bagaja vermiş. 3 saat sonra mola vermişler. şöför kediyi hatırlayıp muavine "olum git kediyi çıkarda. hava alsın bi hayvan yazık" demiş.
muavinin gitmesi ile dönmesi bir olmuş. telaşlı, telaşlı gelmiş demişki:
-abi kedi ölmüş. napıcaz?
şöför: - nasıl olur. yazık kadında çok yaşlı. bari biz şu çöpten bir kedi yakalayalım koyalım. kadın başımıza dert olmasın.
neyse baya uğraşmışlar kedi yakalamak için. ama sonuçta tutmuşlar. ölü kediyi çöpe atmışlar. sabah olmuş yolculuk bitmiş sıra bagajları vermeye gelmiş. teyze yaşlı olduğundan onun bagajı en sona kalmış. merakla da herkes teyzeyi beklemekteymiş. umarım anlamaz diye. ama teyze kedinin kafesini eline alırla almaz anlamış kedisi olmadığını. herkes şok olmuş. nasıl anladı ki diye. önce muavinle, şöför yoy mok desede bakmışlar kadın yutmuyo. tamam teyze bu senin kedin değil ama nasıl anladın yav diye merakla sormuşlar.
teyze de: - olum benim kedim ölüydü demiş...