+79
Fesna gittikten sonra o ev eskisi kadar güvenli değildi..Evi cinnilerden Fesna koruyordu... Gün doğduğunda ortalık sakinlemişti , hoca da ben de sabaha kadar uyumamıştık...
Sabah olur olmaz eşyalarımızı alıp Şah Hoca'nın yanına gittik... Yolda telefonum çaldı arayan dayımdı.
Annemin benimle konuşmak istediğini söylediler , peki dedim.
Telefonu elime aldım , annemdi
"Oğlum... Beni merak etme. Rüyalarımda görüyorum , doğru yoldasın. Kurtar bizi oğlum." dedi
Annemin sesini duyunca kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
"Halledicem anacım , sana yemin olsun halledicem güzel annem." diyip kapattım telefonu.
Şah Hoca'nın evinin önüne vardığımızda öğle ezanı yeni okunuyordu. Hocalar namaz kılarken ben bahçede onları bekledim ikisi de geldi ve bana dönüp
Artık dedenin evini görme zamanı evlat... Ortada sahibinin kim olduğu belli olmayan bir mücevher yığını var... Ama önce köyün papazı Mikai Andros efendi ile görüşmemiz gerek dedi.
Şah Hoca'ya köyün Ortodoks yerlilerinin müslümanlara karş mesafeli olduklarını söyledim
Niyetimizin iyi olduğunu anlayınca onlar da iyi davranır evlat dedi.
Ve hep birlikte dedemin evine doğru yola koyulduk.
Fakat dikkat ettiğim bir şey vardı
Dededen kalma yüzüğüm Şah Hoca'nın parmağındaydı.