PART1 (ARKADAŞLAR SIGMADI 2. PART AŞAĞIDA BiYERDE OLUR SANIRIM)
öncelikle şunu söyleyeyim şahsi kanaatim bir yaratıcının olduguna dair %100 kanıtların oldugu yönündedir. yani bence tanrının varlıgı su zütürmez bir gerçektir. kaldı ki iman, emin olmak kökünden gelir. yani sanırım allah var demek gerçek bir iman değildir zannımca. kişi yaratıcının varlıgından yüzde yüz emin olmadıkça iman etmiş sayılmaz diye düşünüyorum. nereden bu kadar eminsin diye sorarsan. zamanın sonunun gelmesinin matematik felsefesi sayesinde zorunlu bir sonuc olusu yani evren ve tüm zamanın sonunda sona ereceği. bu matematik felsefesi nin bir sonucu oldugu gibi (bkz:
bertrand russel mantık hatası hudus delili) modern bilimin de su zütürmez bir gerçeğidir.(bkz: evrenin genişlemesi ve sonunun gelmesi {big crunch veya big chill} karanlık enerjiyle evrenin genişlemesi bundan kaynaklı entropinin aşırı artışı ve ısı ölümü) kaldı ki su an hiçbir ciddi fizikçi/felsefecinin evren sonsuzdur/sonu gelmez dediğini göremezsiniz. gelelim mucize soruna. yüzde yüz kanıt olsa herkes inanırdı yazmıssın. sahsi kanaatim yukarıda belirttiğim ölçütler neticesinde su an bile idrak edebileceğimiz kesin kanıtların oldugu ve yine de gördüğümüz üzere herkesin iman etmemesi bir gerçek oldugu için bu sava da katılmıyorum (sav senin değil müslümanlar diyor yazmıssın evet müslümanlar diyor ve ben o müslümanlara da katılmıyorum.) veya doğaüstü bir mucizeyi ele alalım. mesela örnek verdiğin üzere musanın asasının yılana dönüşmesi. evet bu olay kuranda geçer ve hakktır yani gerçektir. ancak bir çok ayette de gördüğümüz gibi bu doğaüstü mucizeleri görenler hala inanmamakta diretmekte, peygamberlere sihirbaz gibi yaftalar yapıştırmaktadır. yani yukarıda yazdığım gibi bizim müslümanlara da karşı oldugum husus burda da karşımıza çıkıyor. yani kesin apaçık kanıtlar olsa dahi insanlar inanmayabiliyor.
ARKADAŞLAR SIGMADI PART 2 GELiYOR.