0
Uzun zamandır evde futbol oynuyorum ve kariyer yapıyorum. işte sonucu;
adanaspor'da genç bir oyuncuyken fenerbahçe tarafından keşfedildim.ve sadece 1 sezonda avrupa'nın yolunu tutarak valencia'ya transfer oldum.
ilk dönemler ofansif ortasaha olarak görev alsam da yaşadığım talihsiz sakatlık ile birlikte valencia'da striker'a evrildim.
2 yıl sonunda sürekli artan grafiğim beni bayern münih'e sürükledi. bayern münih gibi bir takımda tutunmak kolay değildi ve teknik direktörün tercihleri doğrultusunda tamamen bir santrafor oldum bavyera ekibinde.tek işim gol atmaktı ve valencia'da sergilediğim performansın yanında fazla sönük kalıyordum.bu durum beni yer yer endişelendirse de 3 sezonun ardından manchester city'nin yolunu tuttum ve premier league hedefiimi gerçekleştirdim.
manchester city'de genel olarak boş kaleye gol atan vasat bir santrafor olma yolunda ilerliyordum. valencia'daki talihsiz sakatlık beni gitgide daha da kötü bir futbolcu yapıyordu.
2 sezon ingiltere'de kaldıktan sonra yurduma döndüm ve beşiktaş ile anlaşma imzaladım. beşiktaş ile şampiyonlar liginde yarı finale kadar yükselsek de kontrat yenilemek istememeleri üzerine takımdan ayrılmak zorunda kaldım.
beşiktaş'ın ardından fenerbahçe'ye tekrar döndüm ve burada aradığımı bulamadım zira o dönem teknik direktör olan aykut kocaman beni sadece türkiye kupası maçlarında oynatıyordu ve bu şahsım için pek de hoş bir durum değildi.
hal böyle olunca devre arasında fenerbahçe'den ayrıldım ve sezon sonuna kadar karabükspor ile anlaştım. fakatkarabükspor ble beni doğru dürüst oynatmadı.bu durum sonucu anladım ki türkiye'de kariyerime devam edemeyeceğim,hal böyle olunca da yazın celtic'in yolunu tuttum.
celtic'de lisans problemi sebebiyle koca bir sezon hiçbir maça çıkamadım ve o sezonu ayağım topa değmeden geçirdim. celtic ile olmayınca espanyol aracılığı ile la liga'ya tekrar döndüm ve 26 maçta 14 gol atarak henüz bitmediğimi kanıtladım. fakat ligin yaşım için fazla hızlı bir tempoda oynanması üzerine güney amerika'ya diktim gözümü.
espanyol'dan brezilya liginin yolunu tuttum ve figuirense ile anlaşarak rahatça futbol oynayabileceğim bir takım bulduğumu düşündüm. nitekim öyle de oldu ve brezilya'da futbola tekrar dönerek başarılı sayılacak bir sezon geçirdim. sezon sonunda futbolu bırakmayı düşünsem bile yoğun ısrarlar sonucu kulüpte yarım sezon daha kaldım ve ardından kariyerimin son takımlardan biri olan st. johnstone'e transfer oldum, kaptanlık yaptığım bu takımda 12 maçta 4 gol 3 asist yaparak futbolu bırakacağım takım olan dundalk fc'e gittim ve 3-4 maça çıktıktan sonra futbol hayatımı sonlandırdım.
işte oynadığım takımlar
2010-2011 adanaspor
2011-2012 fenerbahçe
2012-2014 valencia
2014-2017 bayern münih
2017-2019 manchester city
2019-2020 beşiktaş
2020-2020 fenerbahçe
2020-2021 karabükspor
2021-2022 celtic
2022-2023 espanyol
2023-2024 figuirense
2024-2024 st.johnstone
2024-2025 dundalk
futbolculuk kariyerim mükemmel başlamış fakat sakatlığımdan sonra aynı hızda düşmüştü,her sene takım değiştiren istikrarsız bir futbolcuya evrilmiştim belki ama gittiğim her takımda da elimden geleni yapmıştım.
teknik direktörlük kariyerim ise şaşırtıcı bir şekilde teklif aldığım southampton ile başladı.
championship league'de aldığım takımı bir sene de playoff üzerinden premier league'e taşıdım ve ilk senemizde ligi 7.sırada bitirerek uefa avrupa ligi bileti aldık.
takım müthiş bir uyum içindeydi ve rug, dregg,chris johnson, denga,rizzoli, chapter,rutherford frontpage, rochadele gibi genç ve yetenekli oyuncularımız vardı. chris johnson o dönem ingilizlerin yeni ümidiydi.
üçüncü sezonumuzda ise uefa avrupa ligi'nde son 16 turuna kalmamıza rağmen elendik ve ligde de dibe doğru yol almaya başladık, bunun üzerine istifa ettim ve galatasaray'dan gelen teklifi kabul ettim.
galatasaray'da bir sezon kalmama rağmen güzel işler başardık, ligi şampiyon bitirdik ve şampiyonlar ligi'nde yarı finale kadar yükseldik ne var ki real madrid'e elendik.bu süreçte ben takımdan ayrılınca chris johnson real madrid'in,rutherford frontpage ve rochadale benimle birlikte galatasaray'ın, rizzoli ise ülkesine dönüp fiorentina'nın yolunu tutmuştu.
galatasaray'daki lig şampiyonluğum sonrasında yuvama, southampton'a tekrar döndüm ve efsanevi dönemi başlattım. takımdan ayrılan oyuncuları ise tek tek zor da olsa takıma tekrar transfer ettim.
ikinci dönemin ilk sezonunda ligde dördüncü olduk. sıralama ise şöyleydi:
manchester united 85
manchester city 84
chelsea 80
southampton 79
liverpool 72
arsenal 76
tottenham 68
bu sonuçla ertesi yıl şampiyonlar ligi bileti aldım ve takımımla ilk defa şampiyonlar ligi'nin yolunu tuttum.
real madrid, ajax ve spartak moskova'nın olduğu gruptan ikinci olarak çıktık ve ikinci turda celtic'i eleyerek çeyrek finalde bayern münih ile eşleştik.
ama ne var ki yarı finalde barcelona 4-0 ve 1-4 ile bizi geçerek turnuvanın dışına itti.
ikinci sezonumuzda ligi yine 4.sırada tamamlamıştık.lig tablosu ise şöyleydi:
arsenal 84
manchester united 81
manchester city 81
southampton 77
chelsea 75
tottenham 72
liverpool 70
bu sonuçla ertesi sezon şampiyonlar ligi'ne playoff turunu geçtiğimiz taktirde gidebilecektik lakin schalke 04karşısında aldığımız 1-1 ve 2-2'lik sonuçlarla deplasman golü kuralı yüzünden elendik ve uefa avrupa ligi'nin yolunu tuttuk.
osc lille, villareal ve dinamo tiflis'in bulunduğu gruptan 3.olarak çıkamadık ve kulüpçe müthiş bir yıkım yaşadık. bunun üzerine ligde de işler yolunda gitmemeye başladı ve ligi 84 puan ile şampiyon olan manchester united'ın 16 puan gerisinde kalarak 68 puan ile 7.sırada bitirdik.
bu sezondan sonra rug futbolu bıraktı, denga tottenham'a transfer oldu ve o oyuncuların yerine altyapıdansearseen, solarov ve yeni chris johnson umuduyla anderten'i kazandırdık takıma.
tüm bunlardan sonra,bu kadar yıllık bir birikimden sonra bende tüm bu yaptıklarımdan sıkıldım ve bir daha da evde futbol filan oynamadım.
Tümünü Göster