+7
-1
neyse uzun bi uçak seyehatinden sonra şikago havaalanına indim. ilk defa uçağa bindiğimden heryere kusarak güzel bir rezilliğe imzamı da bırakmıştım. Bavulumu alıp marlayı aradım. Elinde ki trevor yazılı kartondan kendisini bulmam uzun sürmedi, öpüşüp beni hemen arabasına yöneldik. üstü açık porsche yi görünce oh shit baby is this yours diyerek şaşkınlığımı gösterdim. kız tekrar dudaklarıma yapışarak, sana verirdim ama ehliyetin yok tatlım dedi.
şikago merkezden 40 km uzaklıkta banliyö dediğimiz bir yere geldik. Bu amerikalıların neden bu kadar uzağa yerleştiğini anlamadım ama geldiğimiz mekan şu filmlerde gördüğümüz zenginlerin mekanıydı. 2 katlı lüks villa ve bahçeler... cennet gibiydi beyler, ben hemen mangal yapmayı, 2 rakı devirmeyi düşünürken saray gibi bi evin önüne arabayı park etti.
Evin içine girdiğimde dışı kadar ihtişamlı olmadığını anladım. Ama 7 odalı büyük bi ev vardı. Jakuzisiyide unutmayalım. Kız evi gezdirirken bu evin kendine ait olup olmadığını sordum. evet bana ait, yani babam aldı gibisinden bi şey geçiştirdi. Zaten gibimde değildi direk jakuziye girip keyif yapma derdindeydim.
Meyve suyumu alıp hipodrom gibi banyoda jakuzi keyfi yaparken bir anda kapı açıldı. gelen marlaydı, üstünde hiçbirşey yoktu ve feci azdırıcıydı. işte keyfimde ki ekgib olan tek şeyde tamamlandı, güzel bir jakuzi fantazi bütün yorgunluğumu almıştı. Param vardı, evim vardı sarısın taş gibi bi hatunda cabasıydı, ama hayat bu ikramlarının bedelini bana feci bir şekilde ödetecekti, gibtir edin şimdi onu, anı yaşayıp zevkini çıkarayım