'Final Part'
Sözlerime Necip Fazıl'ın dizeleriyle başlamak istiyorum beyler.
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...
O şarkı dudaklarda kalacak beyler.
Biraz hıçkırık.
biraz öksürük.
Gözlerimden akan yaşlar.
Önümde duran bembeyaz bir sayfa,
Başlarken bu kadar zor olacağını tahmin etmediğim bu yolda,
Önüne geçemediğim gerçekler ve yapılan bazı hatalar var.
Yazdığım hikayelerin türü hep değişirken baki kalan tek bir şey var. Ölüm.
Belki biraz hayalgücü, belkide benliğime saplanmış olan bütün acıları
Dışarıya vurma içgüdüsüyle yazdığım bir kaç satır yazı,
Bir kaç paragraf anı var önümde duran.
Hepinizin merak ettiği şey olan bu hikayenin 'sonu' yok.
En azından şimdilik. Bu hikaye benim hayatım, hissettiğim şeyler,
Kurduğum hayaller, hiçbir zaman sahip olamadığım öfkem sevgim ve benliğim.
Sürekli aradığım bir kollanma hissi, galdaş, selim abi, şeyh kad-ri, klişe, zemheri, arda...
Sürekli aradığım bir dostluk, furkan, ezgi, zemheri, klişe, kağan..
Ama hiçbir zaman dönüşemediğim bir ceset.
ŞARKIMIZ :
https://soundcloud.com/ke...um-bozuk-aksan-k-r-k-plak
Bu başlığın altında bayamlik reyis nick'li yazarın, hayatının ne kadar taktan olduğunu okudunuz beyler. Bu karaladıklarım rakı kadehinin dibinde kalan son damlalardı. Bayamlik reyis bu hikayenin sonunu tamamlamadı beyler, o yüzden hepinizden özür diliyor. Çünkü sonunu kendisi de bilmiyor. ŞARKIMIZ'ın sonundaki Cem Karaca kesitine dikkat beyler.
Parçanın sahibi Ketum a.k.a Göktuğ Özdemir' e içimde kalan şeyleri, anlatmam gereken hisleri dökebileceğim bir düzlem oluşturduğu için sonsuz teşekkürler. Ben bayamlik reyis, yazdıklarımı okuyamıyorum, her yer yine bulanık. Her hikayemde bahsettiğim ağlama seanslarım yine başlamış durumda. Bu satırları yazarken geriye dönüp bakıtığımda, kendimi biraz daha iyi hissettiğimin farkına varıyorum. Şu anda laptop'un plastik gövdesine sürtünen bileklerimdeki kegibler fazlasıyla acıyor. Yeteri kadar yazdım, yazdıklarım birer hikaye, anlatılanlar kurgu, hissedilenler gerçek. Kaliteli falan yazmıyorum ben, sadece anlattığım şeyler samimi geliyor size, çünkü az çok herkesin hissettiği şeyler bunlar. En başında dediğim gibi şimdi de diyorum, sonu yoktu bu hikayenin, entrylere yaşadığım duyguları gömüp bir içimdekileri azaltmaya çalıştım, biraz daha iyi hissedebilmek adına. Normalde bu entry bu kutucuklara girdiğim son entry olacaktı. Ama teşekkür etmem gereken yüzlerce arkadaşım oldu burada, biraz daha iyi hissetmeme yardımcı olan o kadar çok insan varki, gecenin ilerleyen saatlerinde, yazdıklarımı görebildiğim vakit, gözlerimden akan yaşları durdurabildiğim vakit, onlar için ayrı bir metin bırakacağım bu kutucuklara. Hikayenin sonuyla ilgili, Final Part'ta bahsetmek istediğim bir şey var ise o da;
Henüz ölmedim, damarlarımdan akan kan, dünyayı çerçevesinden izlediğim gözlüğüm buna izin vermedi. O kafede babamı bekliyordum, babam geldiğinde hikayeyi bitirmiştim. Bir gün öleceğim ve sonunu orada tamamlarım.
Bu arada unutmadan beyler,
Öpcük.. Öpcük..