beyler ben anlatıyorum yine.
sabah ezanı vaktine yakındı. uyku ile uyanıklık arasındayım ama bu daha öncede başıma gelen farklı bir his(hem gerçekteki bedeninize hakimsiniz hemde zihinsel olarak oluşturduğunuz ortamdaki bedeninize, fakat birine odaklanınca diğerine ulaşmakta çok zorlanıyorsunuz ben bunun için kafamı sağa sola sallayarak uyanmaya çalışıyorum.) neyse evimizin ön tarafındaydım kapı evin solunda. birden zil sesini duydum, kapı çalıyordu, kardeşim otomatiğe basıp kapıyı açtı.(köyde oturuyoruz bu arada beyler) gelenler 5-6 yaşlarında iki çocuktu ve şişme mont giyiyorlardı, yanlarına gittim. bunlar kapıdan içeri adım atar atmaz yokoldular ve geriye sadece montlar kaldı. montlar yere düşünce içlerinde bebek kundağı olduğunu gördüm. EVET bebek vardı. bebek arkası dönüktü, yavaşça bebeği kendime çevirdim. BAKIN BEYLER ANLATIRKEN BiLE TiTRiYORUM GÖZLERiM DOLUYOR. Bebeğin gözlerinde ateş vardı resmen göz bebeklerinin derinliklerinde ateşler yanıyordu. kendimi birden geri attım kapının önündeki kumların üzerine düştüm. boynumu falan sarsıp uyanmaya çalıştım. Siz siz olun sakın çağırmak gibi birşey yapmayın isterseniz o konuların zararlarınada değinirim. sağlıcakla kalın...